Literatürde “ticaret ahlakı”, “siyasi ahlak” gibi kavramlar vardır. Genel anlamıyla “ahlak” insana özgü bir kavramsa, şu ahlakı, bu ahlakı diye sınıflandırmanın gereği var mıdır? Yoktur… Ahlaklı-ahlaksız insan vardır sadece… Sözde modern dünyada ahlaksızlık almış yürümüşken, ortaya çıkacak sorunlar yasalarla önlenmeye, önlenemeyenlerin yarattığı hak kayıpları da yine aynı yolla giderilmeye çalışılıyor.

Ülkemizde ticaret hukuku, 1956 yılında çıkarılan yasayla düzenlemişti. İletişim ve ulaşımdaki gelişmeler ticaretin ve özündeki rekabetin koşullarını değiştirmiş, dolayısıyla Türkiye’de modern bir ticaret kanununa gereksinim doğmuştu.

AKP Hükümeti tarafından çalışmaları 2010 yılında tamamlanarak, TBMM’de 13 Ocak 2011 tarihinde kabul edilen Türk Ticaret Kanunu’nun bir bölümü 1 Temmuz 2012, geri kalan bölümleri ise 2013’te yürürlüğe girecek.

Pek çok yeni düzenleme getiren kanunun, özellikle şirket yapılarına ilişkin hükümleri, firmalarda kurumsallaştırmanın da yolunu açacak…

Kurumsallaşma deyince, pek çok işletme sahibinin tüylerinin diken diken olduğunu tahmin ediyoruz. Zira kurumsallaşma, daha profesyonel yönetim demek, babadan, dededen kalma yöntemlerin terk edilmesi demek… Daha kaba anlatımıyla “kurnaz tüccar” mantığından uzaklaşmak demek…

Biz Türkler, hani yumurta kapıya dayanmadan fol aramayız ya… İşte Rumelisiad yönetimi de böyle düşünmüş olmalı ki, yeni TTK yürürlüğe girmeden üyelerini bilgilendirmeyi düşünmüş… TTK’nın mimarlarından önceki dönem Karabük Milletvekili, AKP Merkez Disiplin Kurulu Üyesi Dr. Mustafa Ünal’ı konuk edip, kendisinden dinlediler yeni yasanın neler getirdiğini…

Yeni TTK’ya göre, ortakların şirketlere borçlanmaları yasaktı. Şirket tüzel kişiliği ile ortakların kasaları net biçimde ayrışacaktı. Denetim kurulları bağımsız olacaktı. Ancak Dr. Mustafa Ünal’a göre, denetçilerin de, denetçileri denetleyenlerin de denetlenmesi gerekebilirdi.

Ünal’ın bu vurgusu, girişte edebiyatını yaptığımız “ahlak” sorununu net biçimde ortaya çıkarıyordu.

Yeni yasa, şirket yönetim kurulu başkanlarının karar defterini tek başına görmelerine bile izin vermiyordu. “Getir bakalım kızım şirket karar defterini” diyemeyecekti hiçbir yönetim kurulu başkanı… Ancak yönetim kurulu toplantısında görülebilecekti defter…

Yeni TTK, vergi kayıplarını da engeller miydi acaba? Kürsüden inince Dr. Mustafa Ünal’a sordum. Hukukçu kimliğinden ötürü bu yönüyle değerlendirme yapamayacağını ama nihayetinde disiplinin, vergi kaybını da önleyeceğini söyleyebilirdi.

Son söz;

Siyasette, ticarette, kısacası her şeyde ahlak talep ediyorsak, önce kendi kapımızın önünü süpürelim! Başkalarının ahlaksızlığını kendimize referans almadan…

 

İlgili yazılar:

Bunlara da bakabilirsiniz...

Yorumlayın