En baştan belirteyim ki, biz gazeteciler korkunç bir haksız rekabetle karşı karşıyayız!

Haberin kaynağı olan kişi, bizzat içinde bulunduğu çalışmaları bir gazetede yazıya dökünce oluşuyor bu haksızlık…

Yapan da Bursa Milletvekili Mehmet Emin Tutan…

Sayın Tutan, Ekohaber’deki köşesinde yasama faaliyetlerine ilişkin birinci elden bilgiler veriyor.

Savunması da muhtemelen şöyledir:

“Kendi icraatımızı en iyi kendimiz anlatırız.”

Hay hay, buyurun anlatın…

Nitekim gazetenin 9-15 Mart tarihli sayısında da, TBMM gündeminde bulunan Hal Yasası’nın ne gibi düzenlemeler getirdiğini yazmış Sayın Tutan…

Türkiye’nin, yaş sebze ve meyve üretiminde önemli bir aktör olmasına rağmen dünya ticaretindeki payının çok düşük olduğunu belirterek şöyle demiş:

“Gerek üretim, gerekse ticaret süreçlerinde uluslararası standartlar uygulanmadığı ve serbest piyasa şartları, rekabet ortamı oluşturulamadığı için ürettiğimizin sadece yüzde 5’ini ihraç edebiliyoruz.”

* * *

Bir kere Türkiye’de tarımın önündeki en büyük engellerden biri, bu işin hala, miras yoluyla bölüne bölüne küçücük kalmış topraklarda bilimsel olmayan yöntemlerle yapılıyor olması…

Bir yıl kadar önce Bursa Milletvekili Mehmet Tunçak, tarım topraklarının miras yoluyla bölünmesini önlemek amacıyla Medeni Kanun’da değişiklik yapacaklarını söylemişti ama bir daha çıt çıkmadı…

Yani tarımda verimliliği, buna paralel olarak kaliteyi artırmanın öncelikli yolu toprak reformundan geçiyor.

Tutan’ın yazısından alıntı yaptığımız gazetenin aynı sayısında Bursa Büyükşehir Belediyesi önceki başkanlarından Erdem Saker’in konusu da tesadüfen toprak reformu olmuş… Saker, İspanya’daki proje bazlı toprak reformunu örnek göstermiş…

Şöyle ki;

Sulama için uygun bir yerde baraj inşa ediliyor. Bu kapsamda bölgenin toprak yapısı, iklim koşullarına bakılıp neler üretilebileceği belirleniyor. Bu ürünler için ekonomik tarla büyüklükleri saptanıyor, bu doğrultuda toprak reformu gerçekleştiriliyor. Büyüklerin fazlalıkları kamulaştırılarak küçüklere dağıtılıyor. Proje kapsamında yerleşim birimlerinde yaşayan aile sayısı bile belirleniyor. Her köyde her ailenin ortağı olduğu kooperatifler kuruluyor.

* * *

Şimdi gelelim Türkiye’ye…

Yurdun her köşesinde gerekli ama acil ve öncelikli olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ihtiyaç var toprak reformuna…

Osmanlı’nın, yıllık vergi karşılığında Kürt Emirleri ve ferman sahibi Kürt Beylerinin yönetimine bıraktığı topraklarda oluşan derebeylikler, bugün bile varlıklarını sürdürmekte… Yıllardır ülkemizin gencecik canlarını, ekonomik kaynaklarını kurutan bölücü terörün en önemli besin kaynağı da bu düzen değil midir Sayın Milletvekilim?

Hadi!.. Toprak reformu için bir yasa yapıverin de dünya alem açılım görsün!

Derebeylerine gücünüz yetiyorsa tabii!..

Ayrıca bakınız:

Benzer Konular:

Yoruma kapalıdır