Türbanlı kadın sürücülerin BMW’nin havasını bozduğu tartışmaları önceki akşamdan beri gırla gidiyor. Bu konuda bir şeyler yazmak için, daha doğrusu havaya girebilmek adına kendimi dün bir BMW otomobile hapsettim. BMW sahibi bir arkadaşımın yanında seyahat ettim. Canım çekti, “Bi kere kullanayım mı?” diye sordum, tereddüt etmedi teslim etti direksiyonu… Şimdiye kadar bir BMW sahibi olamadığım için öyle bir otomobilin havası nasıldır, ben binersem de bozulur mu diye merak ettim doğrusu…
Olay nasıl gelişmiş özetine bakalım önce…
BMW Distribütörü Borusan Otomotiv, ralli şampiyonu Burcu Çetinkaya ile sponsorluk anlaşması yapmış. İddiaya göre Çetinkaya, bir yıllık kullanım hakkını aldığı BMW’yi ekranda başörtülü arkadaşıyla test edince Borusan Otomotiv “imajımız bozuldu” diyerek sponsorluğu iptal etmiş…
Bu iddia üzerine de kıyamet koptu tabii…
* * *
Dün bu yazının girişini yaptığım BMW otomobil içinde seyahat ederken bir taraftan da gözüm, başında türbanlı kadınların biriktiği, hatta taşladıkları ve hatta ateşe verdikleri bir BMW aradı gözlerim! Ama göremedim!
Bunun ironi olduğu anlaşılmıştır herhalde… Kim yakar ki onbinlerce liralık aracı?
Ya da…
Aklıevvellerin dün internet sitelerinde yer alan haberlerin altına yazdıkları yorumlarda “Muhafazakar kesim, BMW, Mini, Land Rover markalarını bir sene boyunca protesto etsin” şeklindeki önerilerini kim uygular?
Detay vermemiş öneride bulunanlar ama BMW’si olan bir yıl boyunca binmesin mi?
Almayı düşünen bir yıl ertelesin mi?
Nasıl ki Fransa Türkiye’ye hakaret etti diye Fransız markası olan araçlarımıza binmekten vazgeçmiyorsak, BMW’den de vazgeçen olmaz herhalde…
* * *
Gelelim, benim BMW’yi bozup bozmadığıma… Bir fotoğraf çektirdim içinde… Burada değil ama facebook profilimde yayınlayacağım. Fotoğrafı çektirirken de, jölenin bastırdığı saçlarımı dağıttım ki, basık saçlarla türbanlı görüntüsü vermeyeyim diye… Ne olur ne olmaz?
Borusan Otomotiv yetkililerinin, o fotoğrafı görünce kesin olarak “İşte bu! BMW’ye en çok yakışan adam” diyeceklerinden hiç kuşkum yok! BMW’nin muhafazakar kesimden kaybedeceği müşteriyi benim o fotoğrafım sayesinde başka çevrelerden kazanacağı kesindir… Kalıbımı basarım…
Bu durumda BMW’den bir hediye beklemem yerinde olur sanırım. Hediye BMW için bahsettiğim fotoğraf yetmese bile, bir yazıda bu kadar sıklıkla adından söz ettiğim için en azından reklam bedeli olarak bir otomobil beklerim.
Verirlerse eğer sevgili okur…
Senin şahitliğinde o arabayı satıp, parasını Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağışlayacağıma söz veriyorum. Arabayı bağışlarsam makam arabası yaparlar çünkü… Ona da gönlüm razı olmaz…