Bursa, Balkanlardan göç almasaydı, muhafazakârlıkta Anadolu’nun pek çok kentini geride bırakırdı. Hatta daha da ileri gidip, tutuculukta ilk sıralara yerleşirdi.
Son yüzyılda Bulgaristan’daki sosyalist rejimin disiplinini almış Türkler’in, zaman zaman alevlenen milliyetçi baskılara dayanamayıp göçtüğü Bursa, o rejimin soydaşlarımıza kattığı artı değerler sayesinde nispeten daha batılı bir kent olmuştur.
Değişik tarihlerde Bulgaristan’dan göç eden soydaşlarımız -ki, artık hepsi “Bursalı” olmuştur- arasından çıkan eğitimli, görgülü, modern kişiler, Bursa’nın sosyal, kültürel, siyasal ve ekonomik yaşamında önemli roller üstlenmişlerdir zaman içinde…
Bulgaristan göçmenlerinin oluşturduğu o modern tabloyu, geçen hafta sonu Eğridereliler Kültür ve Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen geleneksel Eğridereliler Gecesi’nde tekrar görmenin sevincini yaşadım doğrusu…
Bursa yerlisi olmama rağmen, 2000 yılında bir grup parlamenterle Balkanlar’a yaptığım ilk gezide, kendimi oralara ya da oraların bana ait olduğu yönündeki hislerimi önceleri ifade etmiştim. Nitekim soyağacı araştırmamda Bulgaristan’la bağlantıyı babaannem üzerinden buldum.
* * *
Cuma gecesi Altın Ceylan Tesisleri’nde gerçekleştirilen Eğridereliler Gecesi’nin ayrıntılarına geçelim. Aynı masayı paylaştığımız Yüksel Baysal, geceye ilişkin Yeni Dönem Gazetesi’nde tam da hissettiğim şekliyle yazmış, benimki biraz tekrar olacak ama olsun varsın…
Zira Eğridere’den çıkan o seçkin kişilerin oluşturduğu hoş tablodan bahsetmemek olmaz…
Öncelikle, Ahmet Kahraman başkanlığındaki derneğin, siyasetüstü bir kurum olduğundan bahsedelim… Öyle ki AKP, CHP, MHP temsilcileri üst düzeyde oradaydı. Milletvekilleri Mehmet Tunçak, Sedat Kızılcıklı, Kemal Demirel, İsmet Büyükataman… Hepsi de kısa kısa konuşmalar yaparak, çeşitli mesajlar verdiler.
Dernek Başkanı Kahraman’ın, bazı İstanbul gazetelerinin hala “Bulgar göçmeni” ifadesi kullanmasına tepkisini “Biz özbeöz Türküz” diyerek açıklaması bol akış aldı. Milletvekili Mehmet Tunçak’ın, Kahraman’ın dile getirdiği, en son göçte gelenlerin emeklilik sorununa “en kısa zamanda çözülecek” sözü vermesi de yüzleri güldürdü.
Gecede kesilen pasta da ilginçti. Eğridere, diğer adıyla Ardino’nun simgelerinden olan Şeytan Köprüsü şeklinde yapılan pasta, geceye katılan misafirler tarafından hep birlikte kesildi.
* * *
Gecede yapılan konuşmalardan not defterime aktardığım tek cümle oldu. O da, Ertuğrul Yalçınbayır’a aitti. Önümüzde bir seçim olması nedeniyle önemliydi. Seçim olmasa da o söz, insanlık dersi içeriyordu.
“Ne muhabbetiniz, ne de husumetiniz sizi adaletten ayırsın. Tüccar siyaseti değil, adaleti tercih edin. Liyakate oy verin.”
Yalçınbayır’ın sözleri, kendisinden önce konuşan Bal-Göç Başkanı Emin Balkan’ın seçimlere yönelik “göçmen aday” vurgusuna da bir yanıttı aslında…
Yalçınbayır’ın sözü “Anlayana sivrisinek saz” kabilinden öte, sazı göze sokmak gibi bir şeydi!