Ünlü türkücü İbrahim Tatlıses’e kurşun yağdıranların kısa sürede tespit edilip yakalanması, güvenlik güçlerinin başarısı açısından olumlu… Ne var ki Diş Hekimi Gürkan Kaya, felsefeci duyarlılığı ile Uludağ Üniversitesi Felsefe Bölümü öğrencisi Sema Karakoca’nın katil ya da katillerinin bulunamayışına sitem ederek soruyor:
“Kamu vicdanı bu kadar ünsüz mü?”
Sonra devam etmiş:
“İbrahim Tatlıses’e yönelik saldırının arkasından 48 saat geçmeden güvenlik güçlerinin yürüttüğü titiz çalışmanın ardından ilgili saldırıyı düzenleyen fail yakalanarak
adalet önüne çıkarılabiliyor… Kaybolmasının arkasından 288 saat geçtikten sonra Sema Karakoca’nın parçalanmış cesedine ulaşılabiliyor, kaybolmasının arkasından 696 saat ve cesedinin bulunmasının arkasından 408 saat geçmesine rağmen Sema Karakoca’nın katil zanlısı veya zanlılarına güvenlik güçleri tarafından ulaşılamıyor. Kamu vicdanını yaralayan bu ünlü-ünsüz mağdur vatandaşlık muamelesi 73 milyon vatandaşımızı derinden etkilemiştir. Ünlü bir insanın karşılaştığı mağduriyetler karşısında güvenlik güçlerinin gösterdiği hassasiyetin ünsüz sıradan bir vatandaşımıza da gösterilmesi kamu duyarlılığı açısından gerekmektedir. Aksi durumda kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır.”
Aynı zamanda Bursa Kent Konseyi Felsefe Çalışma Grubu Koordinatörü olan Diş Hekimi Gürkan Kaya, devletin herhangi bir makamından ya da güvenlik teşkilatlarından sorularına yanıt, kaygılarını giderecek bir açıklama beklemiyordur umarım.
Beklememeli zaten…
Neden beklememesi gerektiğini açıklayalım…
Birincisi…
Kendisinin de söylediği gibi İbrahim Tatlıses ünlüdür. Tüm Türkiye, Ortadoğu hatta Avrupa tanır. Sema Karakoca’yı kim tanır?
İkincisi…
İbrahim Tatlıses’in, cep telefonuna doğrudan mesaj geçebildiği bir başbakanı vardır. Kaldı ki o başbakan da gazetecilere, vurulmadan birkaç gün önce İbrahim Tatlıses’in geçtiği mesajı okumuştur.
Üçüncüsü…
Başbakanın, türkücü dostuna saldıranları en kısa sürede bulan polisin önü açık demektir. Bulamadı mı “papazı buldu” demektir!
Dördüncüsü…
Bizzat başbakan yardımcısı, doktor ve hemşirelerin dışında kimsenin girmemesi gereken yoğun bakım odasına girerek, Tatlıses’i ziyaret etmiştir.
Bunlar Tatlıses cephesinden gerekçeler… Olaya Sema cephesinden bakarsak eğer…
Birincisi…
Sema sıradan bir üniversite öğrencisidir. Ne başbakan tanıdığı vardır, ne başbakan yardımcısı ne de bakan…
İkincisi ve en can yakıcı tarafı da budur. Sema bir kadındır… Kim ya da kimler tarafından parçalanarak öldürüldüğüyle hiç ilgilenmeyenlerin genel bakış açısına göre “su testisi suyolunda kırılmıştır”, “hak etmiştir” vesaire…
İşte böyle Gürkan Bey… Kamu vicdanı dediğiniz de ayrım yapar. Hem ünlü-ünsüz ayrımı yapar… Hem de cinsiyet!