“Sarayın bahçesindeki ağaçları karınca sarınca, Kanuni Sultan Süleyman şeyhülislama sorar:
Bahçelerdeki ağaçları sarınca karınca, vebali olur mu karıncaları kırınca?
Şeyhülislam yanıtlar:
Yarın hakkın divanına varınca Süleyman’dan hesap sorar karınca!”
Bu kıssayı anlattıktan sonra, “Biz ki karıncayı incitmeyen bir nesiliz” diyor, Kanuni Sultan Süleyman’ın torunu olduğunu söyleyen Hasan Kandıra…
Sonra da ekliyor:
“Fakat biz incitiliyoruz. Bugün diziler aracılığıyla neslimin ve ceddimin kemikleri sızlatılmakta… Bırakmayın, davanız, namusunuz, şerefinizdir.”
Heyhat!
Ne davasıdır, ne namusudur bu?
* * *
“Muhteşem Yüzyıl” adlı televizyon dizisine RTÜK’ün uyarı cezası vermiş olması da kesmemiş ki, dün Saadet Patisi Yıldırım İlçe Gençlik Kolu, cuma namazı sonrası Yeşil Camisi önünde protesto gösterisi düzenledi.
SP Gençlik Kolu Başkanı Hasan Sevimli’nin açıklamasından önce kalabalığın arasından kafamı uzattığımda kaftanlı, kavuklu biri konuşuyordu.
İşte o kavuklu, kaftanlı kişiydi Kanuni’nin torunu olduğunu söyleyen Hasan Kandıra… Babaannesi de Söğüt’lüymüş…
Sözlerine dinleyenlerden onay aldı, “Öyle değil mi?” diyerek…
Dinleyenler onayladı, Kandıra da “Allah razı olsun” diyerek, partililer tarafından Yeşil Türbe merdivenlerinin başına kurulmuş kürsüye geçti.
Sonra Hasan Sevimli aldı sözü:
“Şanlı devletimiz Osmanlı’nın onuncu padişahı, adaletiyle dünyaya nam salmış ve yaptığı nitelikli kanunlardan dolayı kanuni unvanına sahip Sultan Süleyman Han’dan kadın düşkünü, içki bağımlısı gibi adice bahsetmek ve bunu milletimize ve gençliğimize film ya da dizi altında izletmek kimsenin haddine değildir. Bu dizi uydurma bir takım senaryolarla Osmanlı aile yapısı başta olmak üzere birçok konuda ecdadımıza kara çalmaktadır. Tarihi hiçbir gerçekliği olmayan bu dizinin yayınlanmasını en hafif deyimiyle gaflet ve dalalettir, hatta hıyanettir.”
* * *
Kültür ve sanat eserlerine gösterilen tepkinin boyutu, o eserin başarı grafiğini oluşturur oysa…
Hükümeti bile harekete geçirdiğine göre bu tepki, -ki tepki veren anlayışla hükümet edenlerin de kökeni aynı- yapım başarılı demektir.
Kaldı ki, dizinin ilk iki bölümünde işlenen harem, Osmanlı’nın en popüler gerçeğidir. Batı’nın kaleme aldığı ya da tuvale yansıttığı Osmanlı, haremden ibarettir neredeyse…
Osmanlı tarihi sadece bizim bildiğimiz ve istediğimiz yönüyle kahramanlık destanı değildir. Ayrıca, yine batının gözüyle Osmanlı istilacıdır, barbardır!
Bundan ötürü Osmanlı’nın ardılı olan bizler, hala “öteki” muamelesi görmekteyiz çağdaş dünyada…
Hal böyleyken, bir televizyon dizisine takılmak niye?
Bu tepkiyle batının Osmanlı’ya bakışını değiştirebileceksek ne ala!
Gerisi hikaye…