İşsizlik bir dert, çalışıyor olup da memnun olmamak ayrı bir dert… Kimle iş sohbeti yaparsanız yapın, “İşimden çok memnunum” diyene az rastlarsınız. Bu memnuniyetsizliğin altında yatan nedenlerin başında, emeğe biçilen parasal değerin günün koşullarına uygun olmaması gelir… Bedel iyi olmasına karşın çalışma koşullarının ağırlığı, işyerindeki yönetsel sıkıntılar nedeniyle yaşanan huzursuzluklar da memnuniyetsizliğin temel nedenleridir.

İş mahkemelerinde açılan davaların yüzde 90’dan fazlasının çalışan lehine sonuçlandığı ülkemizde, emek üzerindeki baskının yeni aracı “mobing” kavramı… Yani “yıldır-kaçır”

Pek çok hukukçuya, sosyal bilimciye “tez malzemesi” olan bu kavramın yaşanmadığı işyeri yoktur neredeyse…

İşte onlardan biri de Bursa Ticaret ve Sanayi Odası, Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğü… Müdürlük çalışanlarından zaman zaman işyerindeki huzursuzluklarla ilgili elektronik iletiler alıyorum. Son gelen iletide, çalışanlara zorla imzalattırılan bir muvafakatnameden, ikramiyelerin ödenmediğinden söz ediliyor. Çalışanlar, işten çıkarma tehdidiyle haklarının ellerinden alındığını iddia ediyor, imza toplayıp mahkemeye başvurduklarını söylüyorlar.

Çalışanların hak edilmiş alacaklarının gasp edilmesi mümkün değil elbette… Sözleşmeye bağlanmış bir hak varsa er ya da geç mutlaka alınır. Ancak öğrendiğimiz kadarıyla OSB çalışanları arasındaki huzursuzluk, yönetimin değişmesiyle birlikte başladı. Ali Uğur başkanlığındaki yönetim, OSB’de verimliliği artırmak, sanayiciye daha iyi ve kaliteli hizmet vermek için bazı çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmalar da, Yalın Enstitü Derneği aracılığıyla yapılıyor.

Yalçın İpbüken başkanlığındaki Yalın Enstitü Derneği’nin referansları oldukça güçlü… Bursa’da pek çok sanayi tesisinde verimliliği artırmak için çalışmalar yürüttü ve yürütüyor da…

Bana göre “verimlilik” sihirli bir kelime… Her kurum ve kuruluşta mutlaka yerleştirilmesi gerekiyor. Tepeden ayağa, yöneticisinden kapıdaki güvenlik görevlisine kadar herkesten, kullanılan malzeme, araç ve gereçten en fazla verimi almak boynumuzun borcu!

“Boyun borcu” ifadesi, laf olsun diye sarf edilmiş değildir… Her türlü kaynağı en verimli haliyle kullanmak, kendimize, ailemize, ülkemize ve üzerinde yaşadığımız gezegene olan borcumuzdur.

Sonuç olarak;

Verimliliği artırma girişim ve çabaları işyerlerinde kurulu düzeni bozar, çalışanların huzurunu kaçırır. OSB çalışanlarının huzursuzluğu, karşı karşıya kaldıkları mobing bundandır. Başta da dediğimiz gibi müktesep hakların gaspı, tazminatı gerektirir. Ancak kurumlarda verimliliği sağlamak için tek hedef emek olmamalı…

Ayrıca bakınız:

Benzer Konular:

Yoruma kapalıdır