Tarım kesimi bas bas bağırıyor.

“Bu ülkede tarımı bitirdiler!”

“Bir zamanlar kendi kendine yetmek bir yana, fazlasını bile üreten Türkiye, şimdi nasıl olur da tarımsal ürün ithal eder!”

Haksız mıdır bu isyan?

Değildir elbette. Bu ülkenin buğday ithal eder hale gelmesinin sorumlusu ne bugünkü, ne dünkü iktidarlardır. Tek başına hiç biri sorumlu tutulamaz, ancak hepsi de günahkardır.

Tarımın ve tarımsal işletmelerin en temel sorunu “ölçek”tir. Yani tarım alanlarıyla, işletmelerin büyüklüğü.

Bu tespiti yapan da, Bursa Milletvekili, TBMM Tarım Komisyonu Üyesi Önder Matlı.

Önder Matlı, tarım ve hayvancılık alanında tecrübeli bir isim. Bu nedenle tarımsal işletmelerin birinci sorununun ölçek olduğuna ilişkin tespitini yabana atmamak gerek ki, arkasından söylediklerine kulak kabartalım..

“Hadi eskiden kaynak sorunu vardı” diyor ve ekliyor: “Şimdi öyle değil ki! Fizibilitesini iyi yapıp düzgün proje hazırlayana kredi vermek isteyen bankalar kapı aşındırıyor!”

Tarımsal işletmeden kastımız, tabii ki tarıma dayalı üretim yapan tesis.. Hadi tesisleşmede ölçek sorununu, ayakları yere basan projeleri finansal kredilerle vücuda getirerek çözdük. Peki, tarım topraklarındaki ölçeği nasıl büyüteceğiz?

İşte burada karşımıza çıkan ciddi bir sorun var.

Miras hukuku!

Tarım toprakları miras yoluyla bölünüp duruyor. Bugün itibariyle, kuşaklardır parçalanan arazilerden “Mehmet Emmi”nin elinde kala kala bir avuç toprak kaldı neredeyse..

Topraklar bölündükçe, birim alandan elde edilen ürünün maliyeti artıyor, üretenin karnını doyurmaya yetecek kazancı bile sağlamıyor.

Üstelik bunun bir de rekabeti var!

Karnını doyurmakta zorlanan çiftçi, nasıl olacak da rekabet edecek?

Biliyoruz ki hükümet, tarım topraklarının miras yoluyla bölünmesini önlemek amacıyla geçen dönemden beri çalışıyor!

Nedense, hala ortaya çıkmış bir tasarı, bir model yok.

Tek cümlelik “Tarım toprakları bölünmeyecek” diye yasa olmaz. Çıkarılacak yasanın uyumlu olması gereken Medeni Kanun var, Borçlar Kanunu var, Türk Ticaret Kanunu var. Yeni kanunu, ilişkili olan eskilerine uyumlu hale getirmek, ancak diğerlerinin de değiştirilmesiyle mümkün..

“Tek başına iktidar var. Nasıl olur da yapamaz?” sorusunu sormayın. Her olumsuzlukta olduğu gibi bunun da gerekçesi var elbette:

Bürokrasi!

 

—DÖRT DÖRTLÜK—

 

Çiftçinin elinde bir avuç toprak

Toprak mı, şehir mi, önünde çatrak*

Nereye giderse gitsin

Borç senetleri yakasında pıtrak

 

*Yöresel terim. Kavşak anlamında kullanılır.

Ayrıca bakınız:

Benzer Konular:

Yorumlayın