Normal zamanlarda bilgilendirici ve eğitici özelliğe sahip belgesel filmler, bazı durumlarda herhangi bir TV kanalının suya sabuna dokunmayan yayın politikasını sürdürmek için can simidi olabiliyor. Yakın zamanda örneklerini gördük.
Olayları görmezden gelmek, zevahiri kurtarmak için ne yapılabilir? Alakasız haberler verilir elbette…
Bugün bir deneme yapayım dedim. Yarın öbür gün, gazetemin yayın politikası gereği sansürle karşılaştığımda, penguen belgeseli yazabilir miyim?
Galiba yazabilirim!
Mesela, başlıktaki soruya takıldınız değil mi? Yazının sonuna gidip geldiniz, yanıt aradınız. Başlığı görür görmez yanıtı bilenler de gülüp geçti bile…
YANITI MERAK EDİLEN SORU!
Ben sormuyorum elbette?
“Kutup ayıları kutuplarda neden penguen yemezler?” sorusunun sahibi Ferhat Dalgıç… Kime sormuş? TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi’ne…
Dergi editörleri şöyle yanıtlamış:
“Kutup ayıları, kuzey kutup dairesi içindeki bölgelerde yaşarlar. Buralarda penguen yoktur. Güney kutbunun bulunduğu Antarktika’daysa kutup ayısı bulunmaz. Yani av ve avcı arasında onbinlerce kilometre uzaklık vardır. Sanırım yeterli…”
Biz de şunu ekleyelim, yakalasa yiyecek yani… Ayı bu, yer!
Ege Çağlar da, “Penguen bir kuş mudur? Kuş ise uçamama sebebi nedir?” diye sormuş. Ona da şu yanıt verilmiş:
“Evet, penguenler Spheniscidae familyasına ait kuşlardır. Yalnızca güney yarımkürede bulunurlar. 18 tür vardır. Bir canlının vücut ve organlarının gelişiminde yaşam ortamları önemli rol oynar. Milyonlarca yılda gerçekleşen bu süreçte, besin bulma ve hayatta kalma için canlı gruplarında değişik özellikler meydana gelmiş. Örneğin bazı memeliler (yunus, balina vs ataları) deniz kıyılarına inmek zorunda kalmışlar, suda avlanmaya başlamışlar. Uzun sürede kuyruklar ve ayaklar yavaş yavaş suda hareketi kolaylaştırmaya, kürkteki kıllar azalmaya başlamış.
PENGUENLER, SİYAH VE
BEYAZ DEĞİLLERDİ!
Bugün gelinen noktaysa, tamamen suda yaşamaya uygun bir vücut yapısı olmuş. (Bu evrim yaklaşık 50 milyon yıl içinde gerçekleşmiş.) Penguenlerde de büyük olasılıkla benzer bir durum söz konusu. Yani normalde uçmaya yarayan kanatlar, suda balık avlamak için yüzgeç biçimini almış. Bundan dolayı penguenler uçan kuşlar değil, dalıcı kuşlar olarak günümüze kadar yaşamlarını sürdürmüşler.”
Bu arada Pbirkaç yıl önce Peru’da 36 milyon yıllık bir penguen fosili bulundu. Fosili önemli kılan sadece bu kadar yaşlı olması değil. Aynı zamanda paleontologların çok nadir olarak rastladıkları “korunmuş yumuşak doku” içeriyor olması. Korunmuş olan yumuşak doku ise penguenin tüyleri… Tüylerden elde edilen renk pigmentleri ise eski tip penguenlerin bugünkü gibi siyah ve beyaz renklerde değil de gri, kırmızı ve kahverengi ağırlıklı olduğu izlenimini veriyor.
YAZI İŞLERİNE CAN SİMİDİ!
Sevgili Genel Yayın Yönetmenim Tayfun Çavuşoğlu ve yazı işlerindeki diğer arkadaşlar… Hani olur a, yazım sıkıntı yaratabilir. Bu yazıyı bir yere kopyalayıp saklayın. Sakıncalı yazdığım zamanlarda çıkarıp, yerine bunu kullanın.
Nasılsa televizyonlar da aynı belgeseli defalarca yayınlamıyorlar mı? Yukarıdaki bölümü tekrar yayınlarsanız, sıkıntı atlatılmış olur.
Hem, gün geceye dönmüşken, “Şu yazıyı biraz yumuşatsak, şurasını şöyle yapsak, burasını böyle yapsak” dendiğinde elim gitmiyor ayrıca…
Penguen belgeselinin altına, beyin cimnastiği dörtlüğünü de ekleyelim ki tam olsun:
Sansür bu ülkenin fenomeni
Küplere bindiriyor duayeni
Dikkat ediyor yine de
Ürkütmemek için pengueni…