Bu aralar zamanımın büyük bölümünü sağlık kuruluşlarında geçirdim ve geçirmeye devam ediyorum. Yakınlarım, akrabalarım ve arkadaşlarımdan kaza geçiren, hasta olanlar oldu. En son cumartesi günü, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde safra kesesi iltihaplanması nedeniyle tedavi gören emekli meslektaşlarımızdan, eski Hürriyet Gazetesi çalışanı Tayfun Ayder’i ziyarete gittik.
Önce özel hastanelere gitmiş. Kendi deyimiyle, bakmış ki “para tuzağı”na düşecek, atmış kendini Tıp Fakültesi Hastanesi’ne… Şimdi tedavisi orada yapılıyor. Yatak ücreti de karşılayabileceği miktarda. Öyle çok yüksek değil.
Oysa özel sağlık kuruluşlarından tedavi hizmeti almak, hele yatak da varsa işin içinde yüklü bir ödemeyi gerektiriyor çünkü..
Ama özel kuruluştan hizmet aldığınızda da, kamu hastaneleriyle arasındaki kalite farkını fark etmemeniz olanaksız!
SGK anlaşmalı özel sağlık kuruluşlarının, gerekmediği halde fazladan tahlil vesaire yapıp yapmadıklarına ilişkin tartışma ayrı bir konu.. O konuda delil sunma şansımız da yok zaten!
* * *
Geçenlerde MedicalPark Bursa Hastanesi’nin genel müdürü Dr. Sedat Demir’in davetine katıldık. Bazı yazar arkadaşlarla birlikte sohbet ettik kendisiyle..
Dr. Demir’in dediği “Bizdeki gibi ucu açık sağlık sistemi başka hiçbir ülkede yok” sözü, sistemdeki aksaklığı net bir şekilde özetliyor aslında..
Birinci basamak sağlık hizmetleri tam olarak yerli yerine oturmuş değil. Bunda en büyük etken, halkın bilinç düzeyi.. Kırsalda ve varoşlarda sağlık ocaklarına başvurmadan hastanelere yönelimin önü alınamadı örneğin.. Varoşlardaki sağlık ocakları da, özellikle kadınların sosyal aktivite alanı gibi zaten!
* * *
Sağlık ocakları demişken.. Geçenlerde mahallemdeki sağlık ocağına gittik. Eşimin ameliyatlı ayağına pansuman yapılırken ben de telefonda haber başlıklarına bakıyorum. Ankara Eryaman’da emekli bir hemşire, kendi doktoru olmadığı için tansiyon ilacını yazdıramamış. Emekli sağlıkçının ilaç yazdıramaması inandırıcı gelmedi. Haberde bir arıza aradım.
Eşimin ayağına pansuman yapan hemşireye “Olabilir mi böyle bir şey?” diye sordum. Olabileceğini söyledi.
Bulunduğumuz ocakta yaşanmış bir sıkıntı, işin anlaşılmasını sağladı.
Aile hekimliği sistemine dahil olmamış bir doktor görevde olmadığı zaman hastaları açıkta kalıyormuş. Nitekim kalmış. Oysa sistemde görünmese bile açıkta kalan hastaya başka bir doktor tarafından misafir girişi yapılarak muayene ve reçete hizmeti verilebiliyormuş.
Bu açıdan bakıldığında, emekli hemşireye tansiyon ilacının yazılmamasında yine bir yanlış anlama, bilgisizlik ya da bilgi saptırması var.. Ucu açık bir konu.. Tıpkı sağlık sistemimiz gibi!
—DÖRT DÖRTLÜK—
Gördük her aşamada bir arıza
Sunduk sağlığa dair mülahaza
Hekimler olmazsa ne yapardık
Düşünün bakalım bir lahza