Başta Güneydoğu ve Doğu olmak üzere batı illerinde ve tabii ki Bursa’da da Kürtler ayaklandı. Amaçları, sözde IŞİD’in Suriye’deki Kobani kentini ablukaya almasını, Türkiye’nin Suriye’deki PKK ikizi PYD’ye silah yardımı yapmamasını protesto etmek! Tamam, etsinler de, kendilerinin de yararlandıkları okulları, kamu binalarını, belediye otobüslerini taşlamak, Atatürk heykellerini yakıp yıkmak niye?

Hükümetin, IŞID ve Suriye politikasıyla ilgili değişik yorumlar yapılabilir, hatta eleştirilebilir de…  HDP’nin, PYD’nin kontrolünde olan Kobani’nin düşmesiyle birlikte Türkiye’de çözüm sürecinin kesintiye uğrayacağı ve milyonların sokağa döküleceği tehdidine ne demeli?

Aynı gün yurdun dört bir yanında Kürtler sözde IŞİD’i protesto etmek için sokağa çıkıyor, önüne ne gelirse yakıp yıkıyorsa, bu hareketin düğmesine bir yerden basıldığını anlamak çok zor değil! Bu durumda sözümüz düğmeye basanlara…

Şantaj malzemesi olarak kullandığınız IŞİD, başka bir ülkenin topraklarında eylem yapıyor. Uluslararası hukuk, sınırı geçip de IŞİD’le savaşmamıza şimdilik engel. Nasıl ki, Türkmenler için Telafer’e gitmediyse Türk Silahlı Kuvvetleri, Kobani’ye de gidemez!

“E o zaman, IŞİD’le savaşan PYD’nin silahlı kanadı YPG’ye silah yardımı yapsın!”

Hayır, o da olamaz!

Zira bugün Kürtleri sokağa döken anlayışın yaslandığı PKK gibi silahlı bir güç varken ve PYD de aynı amaçla kurulmuş bir örgütken, verilen silahların yarın Türkiye’ye karşı kullanılmayacağını kim garanti edebilir?

Kaldı ki, çözüm sürecinin de henüz istenen kıvama gelmediği anlaşılıyor. Bugün yaşanan kaotik ortamdan yararlanıp, hükümetin sorunlu bir şekilde yürütmeye çalıştığı çözüm sürecinde daha çok taviz koparma girişiminden başka bir şey değildir Kürt siyasetçilerin tavrı…

Şunu net bir şekilde ifade edelim ki, Türkler nasıl Türkmenler için ortalığı yakıp yıkmadan uluslararası kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla adabıyla eylem yapıyorsa, Kürtler de kendi soydaşları için aynı yolu tercih etmeli.

“IŞID’i protesto edeceğiz” diye ortalığı yakıp yıkmanın, Türk-Kürt çatışmalarına zemin hazırlayarak, ülkeyi yeniden savaş alanına döndürmenin bu topraklarda yaşayan hiçbir topluma faydası olmaz. Hele hele Kürtlere!

Bu çatışmalardan kazançlı çıkan tek odak, Ortadoğu’da dilediği gibi at oynatan emperyalist güçler olur.

Tabii bunları söylerken, Türkiye’nin Suriye’de Esad’ı devirmek için IŞİD’e destek verdiği iddialarını görmezden gelmek olanaksız. IŞİD denen örgüt, dün oluşmadı elbette…

Bir zamanlar Türkiye’nin PKK’ya karşı kullanmak üzere döllediği Hizbullah’ın belli bir süre sonra başa bela olduğunu hatırlayın. Batılı güçler tarafından Suriye’de de Esad’a karşı döllenip büyütülen IŞİD’in bugün kontrolden çıkıp Türkiye’nin de başına bela olduğunu çok net görüyoruz.

Hükümetin elinde, iki ucu pis bir değnek var şimdi. Ne yapılacağını merakla beklerken, biz en azından Bursa’daki Kürt vatandaşlarımıza seslenerek, onları aklıselime davet edelim.

Bursa’da otobüsleri taşlamanız, kamu ve sivil ayırmaksızın binaları, Atatürk heykellerini ateşe vermeniz, soydaşlarınızın sorununu çözmez. Burada birlikte yaşamamızı zorlaştırır! Hepsi bu!

Benzer Konular: