Salih Dursun’un, Bitnel’e gösterdiği kırmızı kart, Türk futbolunda milattır bana göre… İstanbul semt takımlarının, Anadolu üzerindeki haksız baskısını sona erdirecek sürecin başlangıcıdır.

Hadis olup olmadığı konusunda tartışma olması hiç önemli değil elbette…“Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” sözü, çok yerindedir.

Haksızlığa elbette isyan ederim ama, ses çıkarmayanlara da aynı oranda kızarım. Hatta o haksızlığa tez zamanda sessiz kalanların da uğraması için dua ettiğimi saklamam…

Hafta sonu Galatasaray-Trabzonspor maçında Bordo-Mavili futbolcu Salih Dursun, hakemin haksız kararları karşısında isyanını öyle güzel dile getirdi ki, içimin yağları eridi açık söyleyeyim…

Sözde spor ama milyarlarca liralık ekonomik potansiyeli nedeniyle endüstriye dönüşen, ne yazık ki kötü niyetliler tarafından her türlü çirkefin odağı haline getirilen futbolda yaşananlar zaman zaman insanın midesini bulandırıyor.

Şikenin, kayırmanın gırla gittiği camiada tarafsız kalması gereken kişi ve kurumların daima güçten yana hareket etmesi artık dayanılacak gibi değil. Nitekim İstanbul semt takımlarının oluşturduğu gücün siyasi ve idari otoriteye nasıl galip geldiğini görmek için her hafta oynadıkları maçlarda hakemleri izlemek yeterli oluyor.

Öyle kararlar veriyorlar ki, hakem kelimesi anlamını yitiriyor. Ortaya koydukları adaletsiz maç yönetimleriyle emekleri gasp ediyorlar. Tribünleri dolduran milyonlarca taraftarı ajite ediyor, kötü tezahürat ve şiddete zemin hazırlıyorlar.

Ondan sonra hayıflanıyoruz: Avrupalı, önünde tel örgü olmaksızın insan gibi maç izlerken, bizler hayvanat bahçesinde tel örgünün arkasındaki vahşi hayvan muamelesi görüyoruz!

Trabzonsporlu oyuncu Salih Dursun’un, hakem Deniz Ateş Bitnel’e gösterdiği tepki, akıllıca bir tepkiydi. Dünya şimdi onu konuşuyor.

Salih Dursun’un, Bitnel’e gösterdiği kırmızı kart, Türk futbolunda milattır bana göre… İstanbul semt takımlarının, Anadolu üzerindeki haksız baskısını sona erdirecek sürecin başlangıcıdır. Tabii ki bu, Salih Dursun’un hakeme kırmızı kart göstermesiyle kalmamalı, tüm Anadolu kulüpleri bu isyan hareketini makul yöntemlerle gündemde tutmalı ve Türk futbolunu özlenen düzeye taşımak için çaba harcamalıdır.

Bu hareket burada durmasın!