



Şirketlerin ortalama ömrü 12 yılmış… Dünya ortalamasıymış bu…
Şirketlerin kısa sürede kepenk indirmesinin başlıca nedeni de bilinçsiz, hesapsız borçlanmaymış…
Nerden öğrendik bunu?
Dün Bursa’da başlayan Halka Araz Seferberliği Bursa Zirvesi’nin açılış konuşmalarından…
Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki zirvenin açılışında yapılan konuşmaların tümünde altı çizilecek cümleler var…
Ortalamasını alırsak eğer, sanayicilere yapılan çağrı şöyle:
Sermaye piyasasına girmekten, şirketlerinizi halka açmaktan korkmayın!
Gerekçesi de şu:
Evet, bugün yatırım yapmak, büyümek için kredi faizleri uygun olabilir. Ama yarın olmayacak!
Halka arz gibi daha ucuz, hatta sıfır maliyetli kaynak kapısı varken niye faiz ödesin sanayici?
Halka arz yöntemiyle bir şirkete kaynak sağlamak gerçekten de sıfır maliyete yakın… Bu yöntemle sağlanacak kaynağın geri ödemesi söz konusu değil. Vade de yok. Üretimi sürdürdüğünüz takdirde peyderpey halka arz oranıyla birlikte kaynağı da artırarak, şirketinizi daha da büyütmeniz, sürdürülebilirliği sağlamak olanaklı…
Çünkü hem İMKB Başkanı Hüseyin Erkan, hem Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Prof. Dr. Vedat Akgiray diyor ki;
“2011 halka arz için en uygun zaman. Yoksa bir sonra ki yıl şirketlere kaynak bulmak bugünkü kadar kolay olmayacak!”
* * *
Tabii böyle bir toplantıya ev sahipliği yapan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Celal Sönmez’in, “Ben şirketleri yıllardır halka açık bir sanayiciyim. Bu yolun nimetlerini de külfetlerini de bire bir yaşadım, yaşıyorum” demesi ilginçti…
Zira halka arzı özendirmek için gerçekleştirilen cicili bicili bir toplantıda külfetten bahsetmek, bu konuda adım atmakta ürkek davranan sanayicinin kafasındaki soru işaretlerine bir yenisini ekledi…
Kaldı ki Celal Sönmez’in “külfet” dediği şuydu:
Üretimi durdurulan Sönmez Filament’in hisselerindeki, yine Celal Sönmez’in deyimiyle “anlamsız” artış nedeniyle İMKB’ye tam 7 kez cevap yazmak zorunda kalmış olması…
2009 yılında gerçekleşen bu anlamsız artışın oranı neydi biliyor musunuz?
Yüzde 2 bin 966!
Tam tersine anlamlı bir artıştı o…
* * *
Neyse efendim…
Hem İMKB, hem de SPK başkanları, sermaye piyasasının korku değil, güven kapısı olduğunu vurguluyorlar.
Dünkü yazımızda da belirttiğimiz gibi, halka açılıyorsanız, “şirket sırrı” diye bir şeyiniz olmayacak. Her yaptığınız kayıt altında olacak, ancak sıfır maliyetle kaynak sağlayacaksınız. Bu kaynağı da yeni yatırıma, üretime yönlendirdiğiniz takdirde, şirketinizin sürekliliğini sağlamış olacaksınız.
Bu hala anlaşılamamış olmalı ki, Türkiye’de şirketlerin halka açıklık oranı oldukça düşük. SPK Başkanı Akgiray’ın bu konudaki benzetmesi çok çarpıcı:
Finansal okur-yazarlık oranımız çok düşük!
Çabalar bu oranı artırmaya yönelik… Verilen örnek de dikkat çekici. Forbes dergisinin Ekim 2010 sayısında sıralanan dünyanın en zengin 100 kişisinden sadece 13’ünün şirketleri halka açık değil…
Şahsen ben şirket sahibi olsam, şirketimi halka açarım ve kendimi aşarım!