İspiyon, biz Türklerin kültüründe ayıptır. Delikanlılığa, racona aykırıdır. İspiyoncuya iyi gözle bakılmaz bu ülkede… Oysa biz bugün ispiyonu öveceğiz. Toplum düzeninin sağlanması için ne kadar gerekli olduğunu anlatacağız.

Hadi “ispiyon” kelimesinin argo olduğunu kabul edelim ve modern deyimiyle “şikayet kültürü”nü övmeye yönelten olayı özetleyelim önce…

Geçenlerde, Nilüfer Fatih Sultan Mehmet Bulvarı’nda bir lokantada öğle yemeği yiyorum. Lokantanın tam girişinde yaya geçidi var. Yol kenarı Burbak’ın sarı çizgileriyle parsellenip otoparka dönüştürülmüş. Yaya geçidinin öncesi ve sonrasında araçlar park halinde. Bir taksi, tam da yaya geçidinde durmuş yolcu indiriyor.

Bu olağan görüntüyü dikkat çekici hale getirense, hemen arkasında park etmek için taksiciye aralıksız birkaç kez taciz kornası çalan lüks otomobilin sürücüsü kadın…

Tam o sırada lokanta sahibi yola fırlıyor. Belli ki gelenler, o lokantanın müşterisi… Lokanta sahibi, aracını park etmesi için uygun yeri işaret ediyor kadın sürücüye… Kadın sürücü inatla bekliyor taksinin gitmesini ve yaya geçidini ortalayarak park ediyor.

* * *

Elim hemen telefona gitti. 155’i çevirdim. Polis memuruna olayı anlattım.

Böylesine “basit bir şikayet” için ekip gelir mi diye de şüphelendim. Normal koşullarda böyle bir şüpheye de gerek olmamalı ya… Neyse…

Bu şüphemi de, Bursa’nın en eski polis muhabirlerinden, arkadaşım Oktay Kayalar’ı arayarak yardım istedim.

10-15 dakika kadar gelen giden olmadı. Lokantadan çıkmadan önce, aşçıyla gurme sohbeti yaparken, işyeri sahibine de müşterisini polise şikayet ettiğimi söyledim. Koşarak üst kattaki müşterisine haber verdi. Tam o sırada ekip geldi, kadın sürücü de aracının başına…

Koştum polislerin yanına… “Memur bey şikayet eden benim. Hanımefendi, uyarılmasına karşın ısrarla yaya geçidine park etti. Lütfen işlem yapın!” dedim ve yeniden lokantaya döndüm. Sürücü aracına bindi, uzaklaştı. Memurlara işlem yapıp yapmadıklarını sordum. Aldığım yanıt ilginçti:

“Bakın beyefendi, siz iyi birine benziyorsunuz. Bayan hatasını anladı, özür diledi. O yüzden işlem yapmadık!”

Mantığa bakın hele!

“Fesuphanallah” çekip döndüm yeniden lokantaya… Bir süre sonra kadın sürücü yanımdan geçerken lafı soktu!

“Ne insanlar var be!”

Yanıtımı tamamlamamı beklemeden hışımla geçti yanımdan. Ancak duyması için volümü yükselttim:

“Doğru! Ne insanlar var! Uyarıldığı halde yaya geçidine araç park eden, insanlıktan nasibini almamış insanlar…”

* * *

Başta da dedik ya… Toplum düzeninin sağlanması için şikayet kültürünü geliştirmemiz gerekiyor. Yanlışı yapan, kuralları çiğneyen, özgürlük alanını genişleterek başkalarının haklarına tecavüz eden komşumuz da olsa şikayet etmeliyiz. Tıpkı, batı medeniyetlerinde olduğu gibi…

İlgili yazılar:

Bunlara da bakabilirsiniz...

  • İlgili yazı bulunamadı
Etiketler:
 

Yorumlayın