


Yenişehir’in Burcun Köyü’ne kurulması planlanan ancak yargı kararları nedeniyle yapılamayan çimento fabrikasının savunucuları, mektup yağdırmayı sürdürüyor.
Başta Burcun olmak üzere 11 köyün muhtarı, Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Bursa İl Koordinasyon Kurulu Sekreterliği’ne de bir mektup göndermiş…
Mektuba karşılık olarak, TMMOB İKK Sekreteri Fikri Düşünceli bir basın açıklaması yapmış…
Mektubun içeriği bize gönderilenle aynı…
Muhtarlar, tarım ürünlerinin para etmediğinden, dolayısıyla geçim sıkıntısı çektiklerinden bahsediyorlar. Bu nedenle yapılacak çimento fabrikasının bölge köyleri için gelir kapısı olacağını söylüyorlar.
Fikri Düşünceli, “Öncelikle belirtmek isteriz ki, köylünün içinde bulunduğu bu durum akademik meslek odalarından kaynaklanmamaktadır” demiş ve eklemiş:
“Köylümüzün, çiftçimizin bu durumu yıllar yılı uygulanan yanlış tarım politikaları sonucunda tarım sektörü hızla küçülmüş (TÜİK verilerine göre yılın ilk çeyreğinde genel ekonomi ithalat ağırlıklı % 11,7 büyürken tarım sektörü % 3,8 küçülmüş), sözü edilen küçülme uzun yılların rekorudur. Tarım sektörü kriz yıllarında ve hatta 2007-2008 kuraklık yıllarında dahi bu derece küçülmemiştir. Ayrıca tarım sektörünün verim ve üretim kaybı da göz önüne alındığında bu küçülmenin yıla/yıllara yayılabileceğini ve tarım sektöründe durumun ne kadar ciddi olduğunu göstermektedir.
Bütün bunlara ilave olarak tarımdan, üretimden koparılan çiftçilerin, üreticilerin artan sayısına paralel işlenemeyen/işlenmeyen tarım arazilerinin miktarı da her geçen gün artmaktadır. Uygulanan yanlış tarım politikaları ile tarımsal üretimin kazandıran, karın doyuran, barındıran gücü yerle bir edilmiş, bir zamanlar köylümüzün, çiftçimizin ‘sadık yari kara toprak’ artık ‘yar’ bile değildir. İş uğruna, aş uğruna satılmak zorundadır. Keza yine üreten ve kazanan çiftçilerimiz çaresiz ve yalnız bırakılarak borçlandırılmış, toprağından koparılarak yoksullaştırılmış, sonucunda da küresel sermayenin, çok uluslu şirketlerin veya güncellenmiş yerli işbirlikçilerinin kölesi olmaya can atar duruma getirilmiştir.
Gelinen bu vahim durum, yıllarca uygulanan yanlış tarım politikalarına karşı durmuş, ülkemizin toprağına, tarımına, hayvancılığına, doğal kaynaklarına sahip çıkmış akademik meslek odaları sayesinde oluşmamıştır.”
Fikri Düşünceli, tıpkı bizlere yapıldığı gibi, akademik meslek odalarına da yöneltilen “yatırıma, aynı sektördeki başka şirketleri kollama adına engel olunduğu” suçlamasına da yanıt vermiş…
“Ülkemizde bu türden suçlamaların (dolaylı dahi olsa) yapılamayacak yegane kurum Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’dir. 1970’li yıllardan bugüne mesleki bilgi birikimini, bilimi ve bilimselliği emekçi halkımızın yararına kullanmayı temel şiar edinmiş, alanlarda, sokaklarda, tarlalarda, fabrikalarda ezilen, sömürülen yoksul halkımızın yanında yer almış TMMOB’ne böyle bir çamur atmaya çalışan düşünceyi/güçleri en hafif ifade ile şiddetle kınıyor, arka plandaki aktörleri yasalara, planlara, bilirkişi raporlarının sonuçlarına uymaya davet ediyoruz.”
Düşünceli ayrıca, kazandığı davadan feragat eden GÜMÇED hakkında da “Çevreyi koruma kavramı sadece adında kalmış malum dernek” diye bahsederek, Amerikan yerlilerinin “Beyaz Adam”a seslenişiyle bitirmiş açıklamasını:
“Ormandaki son ağaç kuruduğunda, sudaki son balık öldüğünde beyaz adam paranın yenmeyeceğini anlayacaktır.”