Bugün dünyaya hükmeden Amerika, İngiltere, Fransa, Almanya gibi ülkelerde devlet politikalarının, günlük siyasete malzeme yapılmadığını biliyoruz. İktidarlar değişse de devletlerin, özellikle dış politikalarında bir değişiklik olmadığını, en az 50 yıllık projeksiyonların sürdürüldüğünü görüyoruz. Peki ya bizde ne oluyor? Siyasetçi bürokrat, bürokrat siyasetçi olmuş. Devlet kuruluşlarının koridorları iktidar partisinin kulislerinden farksız…

Siyasi partilerin her hafta salı günleri yaptıkları grup toplantıları da mahalle kavgasından beter… Liderler, camdan cama birbirine sayıp döken kadınlar gibi… İlk konuşan can kulağıyla dinleniyor, aradan yarım saat geçmeden diğeri kürsüye çıkıp, ilk konuşana yanıt vermekten başka bir konuya değinmiyor.

Haklarını yemeyelim…

Belki değiniliyor da, medya sadece polemiği ön plana çıkarıyor!

Burada iğneyi kendimize batırarak açalım konuyu…

Dün Bursa İl Sağlık Müdürü Özcan Akan’ın 2011 yılı faaliyetlerini anlattığı basın toplantısını izlerken, bizim Yüksel Baysal’ın sorduğu iki soru ve Akan’ın verdiği yanıtlar oluşturdu, bu yazının iskeletini…

Baysal ne sordu?

CHP Bursa Milletvekili Turhan Tayan’ın, 2002’den beri Bursa’da hiç hastane açılmadığı iddiasını, ardından da buna AKP İl Başkanı Sedat Yalçın’ın verdiği yanıtı hatırlattı.

Baysal, Tayan’ın iddiasından bahsedince Akan’ın ilk aşamada verdiği “Bunu yanıtlayarak siyasi polemiğe girmek istemem. Ben bürokratım” yanıtı alkışlanacak türdendi. Ancak aradan bir zaman geçip de, “Ben Bursa’da sağlık alanında 1990’lı yıllarda ne yapılıp yapılmadığını da bilirim” deyince anladım ki, bizim bürokratların siyasetten arınması mümkün değil…

Siyasi partilerin grup konuşmalarının medyaya yansımasıyla ilgili dedik ya, sadece polemik yönü ön plana çıkarılıyor diye… Biz gazeteciler de sopalığız aslında!

Biliyoruz ki, bir siyasinin iddiasına bir bürokrattan yanıt istemek yanlış… Ama yanlışın başlangıç noktası medya mensubu değil kesinlikle…

En başta da vurguladığımız gibi ülkemizde bütün kavramlar, görevler, sorumluluklar birbirine karışmış durumda… Siyaseten atanan bürokratın, kendini göreve getiren siyasi partinin militanı gibi görmesi kaçınılmaz. Militan gibi davranmasa, o makamda kalma şansı yok çünkü…

Neyse uzatmayalım…

Bu ülkede, kurumları, kavramları, makamları günlük siyasetten soyutlayalım artık. İnsan sağlığı gibi, güvenlik gibi, diplomasi gibi alanlarda iktidar politikası değil, devlet politikası egemen olsun. Her iktidar değiştiğinde de değişmesin…

Dünyaya hükmedenlerin yaptığı gibi…

İlgili yazılar:

Bunlara da bakabilirsiniz...

Yorumlayın