Metal bile yoruluyor da insan yorulmaz mı?
Pazar günü AKP Osmangazi örgütünün danışma kurulu toplantısını izlerken, katılımcıların yüzlerindeki ifadeleri tahlile giriştiğimde, “metal yorgunluğu” tanımlaması takıldı aklıma…
“Metal nasıl yoruluyor” diye bir makine mühendisine sordum…
Zamana, aşırı yüklenmeye ve dış etkilere bağlı olarak diye sıraladı hemen…
Evet, AKP örgütlerinde bir yorgunluk var ve bunun adı metal yorgunluğu!
Ancak az önce saydığımız etkenlerden sadece zaman geçerlidir AKP için…
Aşırı yüklenmeyi yorgunluğun nedeni sayamayız, zira Recep Tayyip Erdoğan’ın karizmasının yarattığı rüzgarla gidiyor teşkilatlar… Çok özel bir çaba, olağanüstü bir performans gösterdikleri söylenemez.
Eğer Erdoğan bir şekilde ayrılırsa başından, partinin ne Ak’ı kalır, ne karası!
Turgut Özal sonrası ANAP’ta yaşanan sürecin bir benzeri yaşanır AKP’de de…

* * *

Metal yorgunluğunun nedenlerinden biri sayılan “dış etki”yi de hesaba katmıyoruz AKP söz konusu olduğunda…
Demokrasilerde bir iktidarın yıpranmasını ancak muhalefet sağlayabilirken, Türkiye’de tam tersi bir durum yaşanmakta… Anasıyla, yavrusuyla muhalefet iktidar partisine vurdukça kendisi yıpranmakta…
Muhalefetin iktidara yönelik darbeleri, ancak ve ancak mermeri uzun yıllar boyunca delen su damlalarından öte gitmiyor.
Dolayısıyla muhalefete kalan, iktidarın kendi kendini tüketmesi için sabretmek oluyor…

* * *

Pazar günkü toplantıda teşkilatın yorgunluğunu fark eden Bursa Milletvekili Hayrettin Çakmak, topluluğu canlandırmak için bir fıkra anlattı. Çakmak, kendi üretimi olan fıkrayı facebook sayfasında da yayınlamış…
Fıkranın başrolünde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu vardı, konusu ise şiveydi.
Trakya şivesi, vizyondaki “Eyyvah Eyvah” filminden dolayı dilimize dolanmışken, Roman şivesi konulu politik fıkra iyi gitti doğrusu…
Şöyle:
Kılıçdaroğlu Roman vatandaşlarla buluşacak ya… Romanlar eğlence düzenleyebilir, hazırlıklı olmak için antrenman yapalım der. Gürsel Tekin çalgıcı üç Roman bulur. Arabanın önünde Kemal Bey ve Tekin… Arkada Roman vatandaşlar klarnet, darbuka, keman çalarak keyifli keyifli tur atmakta, şarkılara eşlik etmekteler… Ayrıca Kılıçdaroğlu Roman aksanı ile konuşmaktadır. Bir ara Romanlar çalmayı keserler.
Kemal Bey:
-A be ne oldu? Neden çalmayı kesersiniz be?
Romanlar:
-A be görmez misin mezarlık önünden geçeriz!
Kemal Bey:
-A be madem mezarlık var, o zaman çalsanıza Fatiha!

İlgili yazılar:

Bunlara da bakabilirsiniz...

Yorumlayın