Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine istek kalmadı gibi artık… Zaten Avrupa Birliği de, ekonomik açıdan büyük sıkıntı içinde. Ortak para birimi Euro 10 yılda çöküşün eşiğine geldi… Türkiye’yi AB’den soğutan aslında, ekonomik gidişattan çok, siyasal, sosyal ve kültürel kaygılar… Bu kaygılar ne kadar ağır bassa da, AB ülkelerinden bazıları her ne kadar ekonomik krizin pençesinde kıvranıyorsa da, Türkiye’de bir Avrupa Birliği bakanı var. Kurumlar ve kuruluşlar AB’ye uyum sürecine uyum sağlamaya çalışıyorlar.

AB’ye uyum konusunda, kağıt üzerinde pek çok gelişme yaşandı Türkiye’de… Yasalar çıkarıldı. Hayata geçmedi ve yaşantımızda değişen pek bir şey olmadı, ayrı konu…

Avrupa Birliği Bakanlığı’nın “İllerimiz AB’ye Hazırlanıyor” programı çerçevesinde, “AB Bütünleşme Sürecinde Etkinliklerle Bursa” projesinin kapanış toplantısı nedeniyle geçenlerde Bursa’daydı Bakan Egemen Bağış…

Kendisine bir sunum yapıldı. Bursa’da bu yönde yapılan çalışmalarla ilgili ayrıntılı bilgi verildi. Pek çok proje anlatıldı. Aralarında en çok dikkatimi çeken, inovasyonla ilgili olanıydı. Yani, farklı, yeni fikirler geliştirmek ve uygulamak…

Asıl derdimiz, sürdürülebilir kalkınma ise eğer, tek yolu inovasyon… Her alanda sürekli yenilikçi olmak…

Bursa Valiliği AB ve Dış İlişkiler Koordinasyon Merkezi tarafından hazırlanan “İnnovatus rekabet gücü ve sürdürülebilir kalkınmada inovasyon yönetimi” konulu proje; Ulusal Ajans olarak da tanımlanan, Avrupa Birliği Bakanlığı AB Gençlik ve Eğitim Programları Merkezi Başkanlığı’na sunulan 2 bin 550  projeden 268’si arasına girerek desteklenmek üzere kabul edilmiş… Projenin hazırlayıcıları oldukça keyifli elbette…

32 ortaklı, 112 bin avro bütçeli projenin amacı, Türkiye’nin yaratıcı gücünü kışkırtmak… Dahası, özellikle valilikler başta olmak üzere inovasyon kültürünü oluşturmak, üniversiteler, özel sektör, meslek odaları, sivil toplum kuruluşları bünyesinde inovasyon faaliyetlerini koordine etmek, katalizör görevi yapmak, bu yöndeki faaliyetlere süreklilik kazandırılmasına katkı sağlamak…

Yaratıcı, yenilikçi olmak da yetmiyor.

İnovasyon süreçlerini iyi yönetmek de başlı başına iş… Bunun için inovasyon liderliği, stratejileri, kaynak kullanımı olmak üzere farklı perspektiflerden de eğitim gerekiyor. İnovasyon yönetimi sayesinde bilginin ekonomik değere dönüşmesi, yeni pazarlara girişte kolaylık, kalite ve verimlilikte artış sağlayacağı kesin…

Yenilikçiliğin, istihdam artışı, kaynakların etkin ve verimli kullanımı, girişimciliğin artması, dışa bağımlılığın azalması gibi pek çok konuda da zincirleme yarar sağladığından kuşkumuz yok elbette…

Öyle, slogan bir cümleyle noktayı koyalım: Kalkınma için tek yol inovasyon…

İlgili yazılar:

Bunlara da bakabilirsiniz...

Etiketler:
 

Yorumlayın