




Bir fotoğrafı tarif ediyorum öncelikle… Yeni Yalova Yolu, Panayır Mevkii… Nilüfer Çayı’nın üstündeki köprüden trafik, altından da simsiyah sular gürül gürül akıyor. Köprünün altından, karşıya araç geçişi var. Çayın kenarında küçük bir tabelada şöyle yazıyor: “Kanalizasyon gideridir, lütfen moloz dökmeyiniz!”
Neresinden tutarsanız tutun, elinizde kalıyor konu.
Bir kere kanalizasyon gideri nasıl olur da doğrudan Nilüfer Çayı’na bırakılır?
İkincisi, nasıl olur da dereye moloz dökülür?
Demek, daha önce çaya moloz dökülmüş ki, böyle bir uyarı tabelası dikilmiş!
* * *
Bu sadece bir durum tespiti değil. Aynı zamanda ilgili belediyeye bir şikayet dilekçesi… Artık Osmangazi Belediyesi’nin mi, yoksa Büyükşehir Belediyesi’nin mi sorumluluğundadır bilmem… Sorumlusu bir baksın hele…
* * *
Ülkemizde 2010 yılında girişimlerin toplam çevresel harcamalar, 1.83 milyar lira olarak gerçekleşmiş… TÜİK açıkladı dün bu rakamı… 2009’daki harcama 1.5 milyar, 2008’de de 872 milyon liraymış…
Artış ivmesi sevindirici… Bugün yaşadığımız çevre sorunlarına bakarak yeterli olduğunu söyleyebilir miyiz?
Hayır!
Ancak çevre bilincinin arttığını söyleyebiliriz. Ya da kontra bir bakışla, yasaların girişimcileri çevre yatırımları konusunda zorladığını…
İkisi de olabilir elbette… Nihayetinde çevreyle ilgili yatırımlara ayrılan paranın artmış olması sevindirici…
TÜİK’in açıkladığı 2010 yılı istatistiklerine göre girişimlerin çevresel harcamalarının yüzde 65’ini atık yönetimi, yüzde 16’sını atıksu yönetimi, yüzde 13’ünü dış ortam havasını ve iklimi koruma, yüzde 6’sını ise diğer çevresel harcamalar oluşturuyor.
* * *
Çevre mevzuatında yapılan son değişikliklere göre, bütün gayrisıhhi müesseselerin çevre izin belgesi alması gerekiyordu. Süre 1 Nisan 2012 tarihinde doldu. Başka zorunluluklar da var. İşletmelerin çevre birimi kurması, çevre mühendisi çalıştırması gibi… Ancak çevre mühendisi sayısı yetersiz… Türkiye genelinde 500 bini aşkın müessese varken, çevre mühendisi sayısı 15 bin… Bu nedenle mevzuata, eğitim ve sınavdan geçirilmiş “çevre görevlisi” tanımını koydu bakanlık…
* * *
Bayatlamış bir eleştiriyle bağlayalım konuyu… Hükümetin, bakanlıkların görev dağılımlarında yaptığı son değişiklikle çevre ile şehirciliğin aynı çatı altında toplanmış olması, başlı başına bir sorun aslında…
Şehircilik, yani eski bayındırlık işleriyle çevre korumanın aynı elden nasıl yürütülebileceğini mantık almıyor bir türlü…