Ergenekon Operasyonu kapsamında İlahiyatçı Prof. Dr. Zekeriya Beyaz’ın da evinin aranması… Öncesinde, tutuklu gazeteci Ahmet Şık tarafından yazılmış ancak henüz basılmamış “İmamın Ordusu” adlı kitabın yargı emriyle polis tarafından yok edilmesi…

Bunlar olurken, HSYK kararnamesiyle Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’ün terfi ettirilerek özel yetkisinin elinden alınıp etkisiz kılınması…

Bütün bunlardan ötürü Tayyip Erdoğan Hükümeti’nin zor duruma düşmesi ve savunma yapmak durumunda bırakılması…

Hepsi ilginç gelişmeler…

Her olaya ayrı ayrı değil de, toplamına geniş açıyla bakabildiğimizde bazı gariplikler ortaya çıkıyor. Bir bakışta çözmek zor. Ancak “kör gözüm parmağına” misali, göze batan en çarpıcı gerçek “İmamın Ordusu”

Anlaşılmayan şu:

Kumandası okyanus ötesinde olan ordu ile halvet olmuş AKP iktidarının bu derece güç durumda bırakılmasının altında yatan ne olabilir acaba?

Seçim öncesi milletvekili aday listelerine daha çok cemaat mensubunu yazdırmak!

Bundan daha mantıklı bir yanıt gelmiyor insanın aklına…

AKP iktidarını hem içerde, hem dışarıda güç duruma düşüren, cılkı çıkarılmış baskın, soruşturma ve tutuklamaların başka ne amacı olabilir?

En büyük tehdit olan Atatürkçüleri, laikleri sindirmekse amaç, o çoktan başarıldı zaten…

Son zamanlarda yaşananlar kanımca doğrudan AKP Hükümeti’ni hedef alan operasyonlar… Zekeriya Öz’ün ataması da, İmamın Ordusu’na karşı bir hamle bana kalırsa!

* * *

Gelelim polis cephesine…

Yeni Şafak Gazetesi yazarlarından Yasin Doğan, dün demiş ki, “Polisi yaftalamak yanlıştır.”

Nasıl yaftalanıyormuş polis?

“Fethullahçı polis baskın yaptı, kitap topladı” diye… Böyle ifadeler, genel bir rahatsızlık yaratıyormuş. Sokaktaki vatandaş da, millete hizmet için görevini yerine getiren polis de koparılan fırtınadan rahatsızlık duyuyormuş!

Yasin Doğan, Bildiğim kadarıyla da Gülen Hareketi’ndekiler de bu tür yakıştırmalardan büyük rahatsızlık duyuyorlar. Özellikle Hocaefendi’nin bu tür etiketlere büyük tepki gösterdiğini biliyoruz” demiş…

Başka neler demiş?

“Cemaatin imajını, polis, güvenlik, operasyon kavramlarıyla bir araya getirmek açık bir yıpratma çabasıdır. Polisi de bir cemaatle birlikte anmak, kasıtlı bir yıpratma girişimidir.”

En komiği de şu:

“İyi niyetli bazı yazarlar, ‘Gülen grubu, kendi aleyhine niçin kitap toplatsın, baskın yapsın’ türü yorumlarda bulunarak bir yönüyle cemaati savunuyorlar; diğer yönüyle fark etmeden bu suçlamayı kabullenmiş oluyorlar.”

* * *

Bir tespitle son noktayı koyalım…

İmamın Ordusu’nun üniformalı kanadı da var, sivil kanadı da… Üniformalıların varlığını, bizzat teşkilat içinden anlatanlardan biliyoruz. En bilineni, şu anda tutuklu bulunan Hanefi Avcı… Üstelik o malum ordudan atılanlardan kendisi…

O orduya direnen, Atatürk ilkelerinden taviz vermeden dimdik duran bir polis var ki, istifa edip CHP’den milletvekili aday adayı oldu. Uzun yıllar Bursa’da görev yapan İsmail Özdemir, CHP’nin yabana atmaması gereken bir isim…

İlgili yazılar:

Bunlara da bakabilirsiniz...

Yorumlayın