Makamlar, koltuklar gelip geçici. Ancak geride, vefa denen kavram sadece boza markası ya da bir semt adı olarak kalmıyorsa ne mutlu. İnsanlığımızdan bir şey kaybetmemişiz demektir. Yaşadığı çevreye, insanlığa katkıda bulunanları göçüp gitmeden anımsamak, onore etmek gerekiyor. Göçüp gidenlerin de en azından yakınlarını..
Önceki akşam Hilton Oteli’nde gerçekleştirilen bir yemekte, yakın tarihte Bursa’ya katkısı olmuş kişilere, fotoğraflarının basılı olduğu birer çini tabak armağan edildi.
Buna ne vesile olmuştu peki? Bursa’nın büyükşehir ilan edildiği 18 Haziran 1987’nin 26. yıldönümü.. İki sosyolog Mutlu Çınar ve Faruk Özcan’ın “Yedincişehir Enstitüsü” adını verdikleri “iki kişilik organizasyon” ile Muhtarlar Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin sponsorluğunda gerçekleştirilen gece, dar açıdan bakıldığında, girişte de ifadesini bulduğu gibi eskilerin hatırlanması açısından iyi bir etkinlikti.
Gecenin gerçek sahibi!
Ancak açıyı genişlettiğimiz zaman yaptığımız tespitleri aktaralım bakalım, siz ne diyeceksiniz!
Öncelikle iki genç sosyoloğun para kazanma yolunu iyi bulduklarını söyleyebiliriz.
Enstitü deyince akla ne gelir? Okul.. Oysa ortada bir okul yok. Yedincişehir adıyla bir de dergi yayınlamışlar. Kapağına ve içeriğine bakıyorsunuz. Yayıncılık ilkelerinden eser yok. En çok parayı veren belediye dergide en çok yeri kaplamış.
“Büyükşehirden bütünşehire 26 yılda Bursa’ya yön verenler ve değer katanlar buluşuyor” sloganlı gecede çini tabak hediye edilenlerde, kriter, protokol sırası hak getire..
Geceye eski bakanlardan, sadece ANAP dönemi Maliye Bakanı Ahmet Kurtcebe Alptemoçin’in katılmış olması dikkat çekiciydi örneğin.. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in tabakları da eski milletvekilleri Hayrettin Çakmak ile Niyazi Pakyürek’e verildi zaten..
Yemek öncesi Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin reklam filminin defalarca gösterilmesi, Başkan Recep Altepe’nin uzun konuşması, organizasyon sahibinin aslında Büyükşehir Belediyesi olduğunu gösterdi.
Özgür Eren’den konser
Ağırlıklı olarak AKP’lilerin yer aldığı gecenin sönük geçmesini nasıl yorumlayacağız peki?
Şöyle;
Bu sönüklük, AKP Bursa örgütündeki ayrışmanın işaretiydi. İddiaya göre geceye katılacaklardan bazılarına il yönetimi tarafından “katılmayacaksınız” ültimatomu verilmişti. Soran olursa da, partide komisyon toplantısına çağrılmışlardı!
Günün kârı ne peki?
Bir; Eskilerin hatırlanması iyi oldu.. İki; Türk Halk Müziği sanatçısı Özgür Eren’in müthiş sesinden türküler dinlemek..
Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin BursaRay’ı besleme aracı olarak uygulamaya koyduğu özel halk otobüslerinden yakınmayan yoktur sanırım. Sürücülerin yolculara davranışı, trafikteki tehlikeli sürüşleri.. Şu an bile şehrin herhangi bir yerinde herhangi bir özel halk otobüsü sürücüsüyle bir vatandaş arasında gerilim yaşanıyordur mutlaka.. Zaman zaman devlet otoritesine bile karşı koyuyorlar.. Otorite dediğimiz Bursa Büyükşehir Belediyesi.. Ancak otobüs sahiplerini cesaretlendiren de ne yazık ki Başkan Recep Altepe’nin “idareci” politikası..
Eski kârlar yok artık!
Özel halk otobüsçülerinin derdi, kârlarının azlığı.. Bir otobüsün aylık ortalama brüt hasılatının 19-20 bin lira civarında olduğu söyleniyor. Giderler düştükten sonra net kârı ise 4 bin lira civarındaymış. Otobüs iki veya daha fazla ortaksa vay hallerine..
Ekonomide eskisi gibi kârlar yok artık. Ulaşım sektöründe eskiden yüzde 50’lere varıyordu kârlar. Şimdilerde yüzde 3, bilemediniz 5..
Özel halk otobüslerinin sahip ve sürücülerinin olumsuz davranışları nedeniyle Bursa’da toplu ulaşım sisteminin geliştirilemediğini söyleyebiliriz. Zira, “o caddeden geçsin, buraya da uğrasın” denilen otobüslerle 15 dakikada gidilebilecek bir yere 45 dakikada ulaşıyorsunuz. Yanısıra, sürücülerin olumsuz tavırlarından ötürü çocuklarını okula, dersaneye kendisi götüren anne babalar nedeniyle özel araç kullanımı da artmış durumda Bursa’da..
Kazançta adaletsizlik
Özel otobüslerin “kazanamıyoruz” haykırışlarının altında yatan şunlar aslında..
Hatların aşırı dolambaçlı olmasından ötürü maliyetin artması.. Ayrıca, Bursa’da hala tek cazibe merkezi Heykel olduğu için şehrin doğu ucundan binenin de, batı ucundan binen yolcunun da Heykel’e ya da yakınına gidiyor olması.. Dolayısıyla bir seferde yolcu sirkülasyonu olmuyor.
Oysa otobüsçülerin örnek gösterdiği İstanbul’da hatlar çok uzun olmasına rağmen, indi-bindiler çok, dolayısıyla yolcu sirkülasyonu yoğun..
Bursa’da otobüsçüleri çileden çıkaran en haklı örnek de, yine Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından bir türlü kaldırılamayan doğu hattı minibüslerinin kârlılığı.. Deniyor ki, Teleferik hattında çalışan bir minibüsün aylık net kârı 12-13 bin lira.. Otobüsçülerin haklı olduğu tek konu kârlılıktaki dengesizlik.. Bu dengeyi sağlayacak olan da elbette belediye..
Sözün özü şu: Bursa, en kısa zamanda özel halk otobüsleri ve minibüslerden kurtulmalı ve çağdaş bir ulaşım sistemine kavuşturulmalı..
Tarihinde tramvay görmeyen Bursa, makine mühendisi büyükşehir belediye başkanı Recep Altepe sayesinde tramvayla tanıştı. İlk tanışma epeyce komik oldu. Komik, çünkü geçmişinde tramvay olmayan Bursa’da “nostaljik tramvay”dan bahsediliyordu. Bunun öncesinde yine Altepe’nin yönlendirmesiyle Durmazlar Makine, Türkiye’nin ilk yerli tramvayını üretmek üzere kolları sıvadı. Durmazlar, işin başına Altepe’nin danışmanı, okul arkadaşı Taha Aydın’ı getirdi. İpekböceği adı verilen yerli tramvay Durmazlar fabrikasında ortaya çıkmaya başlarken, Bursa’nın tam merkezinde en işlek güzergaha tramvay hattı projelendirildi. T1 hattı denildi. Numaralandırılması şundandı, devamı gelecekti çünkü..
İHALE DURMAZLAR’IN
Heykel, İnönü Caddesi, Adliye, Kent Meydanı, Çarşamba, Stadyum, Altıparmak, Çakırhamam, Heykel güzergahı tramvay hattının inşaatı sürüyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi, araç ihalesini de yaptı. İhaleye Durmazlar ile Polonya’dan Pesa firması katıldı. Pesa, araç başına 1 milyon 850 bin avro, Durmazlar ise 1 milyon 599 bin avro teklif verdi. Böylelikle, “Altepe-Durmazlar ilişkisine dair şaibeler” de ortadan kalkmış oldu!
Dün, Durmazlar ile Bursa Büyükşehir Belediyesi arasında sözleşme imza töreni vardı. 6 araçlık ihaleyi kazanan Durmazlar, önce Burulaş’ta İpekböceği’nin tanıtımını yaptı. Ardından Hilton Oteli’nde de ihale sözleşmesine imza atıldı.
İhale 6 araçlıktı. Durmazlar Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne haziran ayında 2, ağustosta 2, ekimde de 2 araç teslim edecek. 6 araç, 6 kilometrelik, 12 istasyonu bulunan T1 ring hattında çalıştırılacak.
Çekirge’ye gidecek T2 hattı ise gidiş geliş toplam 19 kilometre olacak, 18 istasyon bulunacak. Ancak T2 hattı için 12 araç gerekiyor. İhale için henüz erken..
Bu arada Bursalılar, T1 hattında İpekböceği tramvayını yıl sonuna doğru ancak görebilecek ve kullanabilecekler.
“SAĞIR KURBAĞA OLDUK”
Tramvay projesinin başındaki Taha Aydın aynı zamanda RAYDER’in başkanı.. Aydın, bu işe başlarken imkansızı yapıyormuş gibi herkesin kendilerine yokuşu gösterdiğini söylüyor. Diyor ki; “Yapamazsınız, otomotive benzemez dediler. Sağır kurbağa olduk. Yapıcı olanlar dışında eleştirilere kulaklarımızı tıkadık.”
Taha Aydın, Türkiye’nin kendi bojisini üretene 6’ıncı ülke, Durmazlar’ın da 7. şirket olduğunu ifade ederken oldukça gururlu tabii ki.. Zira İpekböceği’nin, sadece Durmazlar’ın, Bursa’nın değil, Türkiye’nin markası olduğunu ifade ediyor.
İpekböceği Bursa’nın ne kadar işine yarayacak, çalışmaya başlayınca göreceğiz de, Bursa’dan dünyaya tramvay satmak önemli bir iş.. Zira dünyadaki demiryolu pazarı trilyon dolarlarla ifade ediliyor.
Son cümleyi en baştan yazarak başlayalım. “Bursa’da turizm olgusunu hatırlatan, sektörün harekete geçmesini sağlayan Vali” olarak tarihe geçecektir Şahabettin Harput.. Sadece proje üretmenin, var olan kaynakları değerlendirerek gelir elde edecek altyapıyı hazırlamanın yetmeyeceği malum.. Tanıtım da gerek.. İşte bunun için de Bursa Valiliği koordinatörlüğünde Bursa Kongre ve Tanıtım AŞ kuruluyor.
Vali Harput başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda, şirketin kurulması için bütün işlemler tamamlanmış. Belediyeler, ticaret ve sanayi odaları, GÜMTOB ve TÜRSAB gibi turizm kuruluşları şirketin ortağı olacak..
Vali Harput diyor ki;
“Bugüne kadar konuştuğumuz her yerde Bursa’nın yeterince tanıtılamadığı, Bursa’nın imkânlarının yeterince duyurulamadığı ve bu nedenle de Bursa’ya turizm noktasında istenilen akımın yeterince sağlanamadığı hususunda ortak mutabakat sağlanmıştır. Bursa Kongre ve Tanıtım AŞ’yi bunun için kuruyoruz.”
YAPILMASI GEREKENLER
Bursa Kongre ve Tanıtım AŞ, kente hayırlı olsun..
Olsun da, olması için Bursa Skal Turizm Profesyonelleri Derneği tarafından 3 Kasım’da düzenlenen 1. Bursa Turizm Zirvesi’nin sonuç bildirgesinde yer alan “yapılması gerekenler” listesini de eksiksiz hayata geçirmek gerekiyor.
Bildirge, Bursa’da turizm fotoğrafının tamamını görmek açısından önemli.. Şimdiye kadar değişik platformlarda dile getirilen aksaklıklar tek kalemde sıralanmış bildirgede.. Hem de hangi kurum ne yapacak o da belirlenmiş..
En çok görev, haliyle Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin.. Yeni yasayla “bütünşehir” de olduğuna göre..
30 madde var belediyenin yapması gerekenler listesinde ama bizce önemli olanları sıralayalım:
Öncelikle, Bursa turizmi master planı yapılmalı, ki hiçbir iş plansız olmaz..
Tarihi bölgelerde modern inşaatlara izin verilmemeli..
Tarihi merkezde yüksek binalar olmamalı..
Şehir merkezinde turist otobüsleri park alanı oluşturulmalı..
Muradiye-Tophane-Heykel-Yeşil güzergahı Prag gibi tarihi şehir merkezi olmalı. Güzergahtaki tüm binalar Osmanlı’yı yansıtmalı.. Faytonlarla gezinti yapılabilmeli, güvenlik görevlileri Yeniçeri kıyafetli olmalı.. Osmanlı padişahlarının bronz heykelleri konulmalı..
Hem belediyenin, hem de sektöre hizmet eden STK’ların görev listesine bakıyoruz da, daha yapılacak çok iş var, çook!
—DÖRT DÖRTLÜK—
Bazı durumda olmak gerek çeri
İcabında kullanmalıyız hançeri
Bursa’da turizmin simgesi olsunmuş
Tebdili kıyafet zaten her yerde Yeniçeri