




Kentli olmak zordur.
Kentli olmak saygılı olmayı gerektirir. Önce kendine, sonra başkalarına ve çevrene…
Özveri demektir kentlilik… Titizlik derecesinde temizlik demek…
Kentlilik, ter değil, parfüm, bilemedin sabun kokmaktır.
Bu sıcaklarda zor terlemeden durabilmek… Ancak bir gün önceki teri ertesi güne bıraktıysan vücudunda, kokarsın kokarca gibi! Geçtiğin yerde havada asılı bırakırsın kokunu da, geçenlerin burnunun direğini kırarsın…
Hele bir de toplu taşıma araçlarına bindiğinde, pis kokundan herkesi kaçıracağın için, oturacak yer bulmakta zorlanmazsın hiç…
Aracın gölge tarafında, esintili cam dibinde en kral koltuk senindir. Bir de yolculuk uzunsa, yağlı kafanı pencereye dayar, başınla cama imzanı atarsın… Okumaya devam...
İnşaat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Necati Şahin, Bursa’nın çok önemli bir yarasına parmak bastı…
Şahin’in, Bursa Düşünce Kulübü’nün düzenlediği toplantıda gündeme getirdiği konu, Bursa’nın ulaşım sorunu… Ulaşım sorunu başlığı altında dikkat çektiği, Bursaray’daki kapasite kullanım düşüklüğü…
Dediği şu Şahin’in:
“2002 yılında yüzde 76 olan Bursaray’ın kapasite kullanımı 2009 yılında yüzde 45’lere düştü. Bursaray, 2002 yılından beri 178 milyon yolculuk diğer bir ifade ile 135 Milyon lira gelir kaybına uğramıştır.”
Birinci nedeni kendisi dile getirmiş zaten… Bursaray’a entegre bağlı ulaşım hatlarının yetersizliği…
Bu birinci etken… Eğer vatandaş, doğu veya batıdan kent merkezine ulaşmak için Bursaray istasyonuna ulaşmakta güçlük çekiyorsa, sistemde bir sorun var demektir.
Kapasite kullanımının düşmesindeki ikinci büyük etken de bana kalırsa, hala doğu hattından minibüslerin kaldırılamamış olması…
Bunu yapabilmek cesaret gerektiriyor. Muhtemelen ayaklanacak, yolları kapayacak minibüsçüleri polis gücüyle hizaya sokabilirsiniz ama bahsettiğimiz cesaret siyasi… Bu cesareti gösterecek olan da Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe…
Doğu hattıyla birlikte Bursaray’ın ray mesafesi uzadı, vagon sayısı arttığı için kapasite kullanımının düştüğünü gösteriyor rakamlar. Doğu hattı minibüslerinin Kent Meydanı’na gelişleri engellenebilmiş olsaydı, böyle bir sonuç ortaya çıkmazdı.
* * *
Kent içi ulaşımın omurgasını Bursaray’ın oluşturduğunu varsayıyoruz ama ne yazık ki hala lastik tekerlekli araçların işgali söz konusu…
Bursa Emniyet Müdürlüğü’nün “Trafikte Çözüm İçin Ortak Akıl Projesi” kapsamında hazırlanan kitaptaki verilere baktığımızda, bunu daha rahat görüyoruz.
Bursa’da hafta içi günlük ortalama yolcu taşıma sayıları şöyle:
Servis 280.820…
Otobüs 278.808…
Minibüs 206.800…
Bursaray 129.283…
Dolmuş 70.200…
Taksi 15.660…
Bursa ulaşım sisteminin omurgası olan Bursaray’ı gördünüz mü kaçıncı sırada?
Bu tablo karşısında yapılması gereken, İMO Başkanı Necati Şahin’in de dikkat çektiği gibi, Bursaray’a entegre dikey otobüs hatlarını sağlıklı ve verimli hale getirmek…
Bursa gibi çarpık yapılaşmış bir kentin ulaşımında da aynı karmaşanın yaşanıyor olması kaçınılmaz bir sonuç ama en azından hafif raylı sistemi verimli kılacak düzenlemeleri yapmak mümkün…
Sayı saymayı biliyorsak eğer, hangi güzergahtan günün hangi saatlerinde kaç yolcunun hareket halinde olduğunu, bunlara bir günde ne kadar sıklıkla ve ne kapasitede toplu taşıma aracı gerektiğini de biliyoruz demektir.
Bunu da bildiğimize göre geriye kalan karar vermek, cesaret ve kararlılıkla uygulamak… Okumaya devam...
Pek çok sektörün tetikleyicisi inşaattaki verilere bakın, Türkiye ekonomisinin ne durumda olduğunu görürsünüz…
Elektrik, asansör, cam, yer bilimi, çevre düzenlemesi, dış cephe kaplaması, ısıtma soğutma sistemleri, hafriyat, izolasyon, mermer veya taş ürünleri, plastik metal ve alüminyum doğramalar, ağaç işleri, hırdavat-nalburiye, kiremit tuğla gibi toprak ürünleri, ev tekstili ve tabii ki ana girdi sayılan çimento beton…
İnşaata bağlı olan bu sektörler aklımıza ilk gelenler… Düşünsenize inşaat sektörü nezle olunca, bu sektörler komaya giriyor.
Hele, ana gösterge olan çimento beton sektöründeki verilere bakınca, işin vahameti ortaya çıkıyor.
Geçenlerde bir davette karşılaştığımız Bursa Beton Genel Müdürü Mahmut Ağcabay’a bir dokunduk bin ah işittik doğrusu…
Laf olsun diye sorduğumuz “İşler nasıl?” sorusuna bakın ne yanıtlar verdi: Okumaya devam...