texbridgeDünya ekonomilerinde durgunluk sürüyor. Büyüme yok denecek kadar az. Çin’in dünya genelinde hemen hemen tüm sektörlere darbe vuran kalitesiz ürünleri de artık rağbet görmüyor. Tüketim toplumları, daha kaliteliyi, farklı olanı ve elbette fiyatı en uygun olanı arıyor. Özellikle tekstil sektöründe yaşanan Çin istilasının etkileri de geçti gibi.
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın, aynı zamanda Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği’nin (UTİB) Başkanı İbrahim Burkay’a göre, tekstilde Çin etkisi, bu ülkede üretim çeşitlenmesiyle doğrudan ilgili. Yanı sıra Türk tekstilinin avantajı, çok hızlı hareket edebilmesi.. Pamuk krizi sırasında Uzakdoğu firmalarının taahhütlerini karşılayamaması, Türk tekstilcilere olan güveni artırdı. Küçük siparişlerdeki başarı, büyük siparişleri beraberinde getiriyor.

Dünya markaları Texbridge’de

Burkay, dün İstanbul Intercontinental Otel’de, CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Erem ile birlikte 9-11 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek Teksbridge Fuarı’nın tanıtımını yaptı. Yanlarında, fuara bu yıl ilk kez katılan Konfeskiyon Yan Sanayicileri Derneği (KSYD) Başkanı Osman Ege de vardı.
UTİB, CNR ve KSYD’nin amacı, uzun vadede Teksbridge Fuarı’nı, dünyanın en büyük kumaş fuarı haline getirmek. Hazır giyim sektörünün dünya markalarına alım için davet gönderilmiş. Ayrıca Ortadoğu’dan 160 hazır giyim firması fuarı ziyaret edecek.
İbrahim Burkay’ın verdiği rakamlar çarpıcı.. Yeni pazarlarda çok özel başarılardan bahsediyor. Kalitesiz ürünleriyle dünyayı işgal eden Çin’e yapılan tekstil ihracatının son 10 yılda 12 kat artarak 150 milyon dolara ulaşmasını “özel başarı” diye adlandırmak yerli yerinde bir tanım..
Aynı şekilde Rusya’ya 2001 yılında sadece 77 milyon dolar tekstil ihracatı yapılırken, şu anda yılda 1 milyar 100 milyon doları yakalamış olmayı da aynı özel başarı çerçevesinde değerlendirebiliriz.

Kış modası temalarında “isyan” etkisi

Gelelim, Texbridge 2014-2015 kış modası temalarına..
Ana başlıklar kışkırtıcı.. İskoçya Dağları Askeri Birlikleri, Ölüm Dansı, Başkaldırı ve İsyan.. Bu başlıkları görünce sormadan duramadık. “Bu temalar belirlenirken Arap Baharı ve Gezipark Olayları etkili oldu mu?”
Burkay yanıtladı. “Bu açıdan bakmadık ama evet gündemle ötüşen başlıklar. Gündeme damgasını vuran olaylar muhakkak modayı da etkiliyor. Tasarımcılar trendleri belirlerken bunları da değerlendiriyorlardır mutlaka.”
1940’lı yılların Greta Garbo’suyla birlikte siyah beyaz filmlerden esinlenilen Film Noir ile göçebe yaşam tarzını yansıtan Göçer Çingeneler de temalar arasında..
Şu güzel haberi de vermeden bitirmek olmaz. BTSO Başkanı Burkay dün İstanbul’da, BUTEKOM (Bursa Tekstil Konfeksiyon Araştırma Merkezi) ile KTDI (Kore Tekstil Geliştirme Enstitüsü) ile ortak proje ve organizasyonlar yapmak üzere bir işbirliği anlaşması da imzaladı. Bilindiği gibi Kore, ekonomik kalkınma konusunda örnek aldığımız ülkelerin başında geliyor. Bu işbirliği de oldukça önemli..

Ulusal ekonomilerin büyüklüklerinde ölçü alınan değerlerin başında gelir ihracat… Kapalı bir ekonomi değilse tercihiniz, “kendi kendimize yeteriz” diyorsanız -ki bu devirde çok da olanaklı değil bu- ihracata önem vermek zorundasınız.
Türk ihracatçısı, içerdeki ekonomi politikaları nedeniyle dış piyasalarda rekabette zorlanıyor. Yurt dışına açılan hava limanlarında elinde çantasıyla gördüğümüz pek çok Türk işadamı, haritada yerini bulmakta güçlük çektiğimiz ülkelere seyahat ediyor, yeni pazarlar bulmaya çalışıyor.
Yetmiyor, geç kalmış olsa bile üretimde teknolojinin bütün nimetlerinden yararlanmanın yollarını arıyor.
İşte o çalışmalardan birini dün Uludağ Tekstil İhracatçıları Birliği (UTİB) Bursa’da başlattı.
Çin’in ucuz ürünlerinden dolayı Türkiye’de tekstil sektörünün bittiğinden yakınmakla geçirdiği yıllara yanmalı tekstilci…
Geç de olsa Türk, özellikle de Bursa tekstilcisinin teknolojiye önem veriyor olması sevindirici…
Küf ve ter kokusu barındırmayan;
Güneşten elektrik enerjisi üreten;
Tüylenmeyen;
Çevreci;
Özel yapılarıyla, güvenlik elemanlarının giydiği ve bazı etkilere karşı güvenliğini artıran kumaşlar, teknolojinin tekstil sektörünü getirdiği boyutu gösteriyor.
UTİB, Bursa Tekstil ve Konfeksiyon Ar-Ge Merkezi (BUTEKOM) ortaklığıyla, dünyada lifli kumaş üretiminde söz sahibi en büyük derneklerden biri olan “The Fiber Society” konferansı düzenledi Bursa’da… 25 ülkeden yaklaşık 200 sektör profesyoneli ve akademisyen katılıyor.
Tekstilcilerin bu konferansı dinlemekle kalmayacaklarını umuyoruz.

* * *

İhracata çalışan üretici, dünyadaki yenilikleri takip edip dış pazarlarda rekabet edebilir duruma gelmeli…
…de, içerde sorun yaşamamalı. İşleri kolaylaştırılmalı ki, teknolojiye ve dış pazara odaklanabilsin…
Fakat ne mümkün?
Üretim maliyetleri bir yana, dağınık bürokrasiden az çekmiyor ihracatçı…
2009 yılında dünyadaki toplam ihracattan 102,1 milyar dolarla binde 85 oranında pay alan Türkiye, Cumhuriyetin 100’üncü yılı olan 2023’te bunu 500 milyar dolarla yüzde 1.6’ya çıkarmaya yönelik hedefe ulaşmak istiyorsa, ihracatçının önündeki engelleri kaldırmalı…
Resmi Gazete’nin dünkü sayısında kuruluş genelgesi yayınlanan “İhracata Dönük Üretim Stratejisi Değerlendirme Kurulu”nun amacı da bu engelleri kaldırmak…
Kurulda temsil edilecek kurumlara bakıldığında, “Evet, olması gereken buydu!” dememek elde değil…
İhracatla ilgili kurum ve kuruluşların bir plan dahilinde aktif olarak çalışmalara katılacağı, kurumlar arası işbirliği ve koordinasyonu sağlayacak, üretimle ihracatı birlikte ele alacak kurul, bütün sektörlerde ihracat hedeflerine yönelik ortak politikalar geliştirecek. Sürdürülebilir ihracat artışının sağlanması, pazar ve ürün çeşitlendirmesi, üretim teknolojilerinin geliştirilmesi yakın gelecekte ulaşılması gereken hedefler…
Fakat ihracatçı için en elzem destek, ihracatçıya dışarıda pazar ararken devletinin gücünü yanında hissettirmek olacak…
Yani motivasyon şart!