Tarımsal üretim konusunda kendi kendine yetebilen ülkeyiz değil mi? Ama pek çok tarımsal ürünü ithal eder olduk. Buğday bile ithal ediyoruz. Gerçi bu yıl rekolte iyi görünüyordu. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın birkaç ay önce açıkladığı rekolte tahminleri, 22 milyon ton civarındaydı. Ülke ihtiyacı 18 milyon tondu. Fazlasının da ihraç edilmesi planlanıyordu. Evdeki hesap, çarşıya uymadı.
Un fiyatlarında müthiş bir artış var bu aralar… Bursa Simitçiler ve Unlu Madde İmalatçıları Odası Başkanı Erdal Akpınar’ın açıklamalarıyla haberdar olduk. Akpınar, olaya “Bu fiyat artışlarını esnaf olarak tek başımıza kaldırmamız olanaksız” şeklinde sadece kendi penceresinden bakmış ama bu işin çiftçisi, buğdayı işleyen sanayicisi ve tüketicisi var.
İşin aslını Karacabey’de kurulu bir un fabrikasının sahibi Halis Erol’dan öğrendik.
Marmara Bölgesi’nde hasat öncesi yoğun yağışlar, buğdayın kalitesini düşürmüş ve yemlik vasfına dönüşmüş. Dolayısıyla kaliteli un elde edilecek ürün kalmayınca ithal buğdaya yönelim olmuş. Doların yüksek değeri nedeniyle de fiyatlar fırlamış…
BİR AYDA ARTIŞ YÜZDE 20
7 Haziran’da Toprak Mahsulleri Ofisi’nin açıkladığı 2013 dönemi buğday müdahale alım fiyatlarına göre; Makarnalık buğdayın tonu 765, düşük kalite makarnalığın 640, ekmeklik buğdaylar da çeşitlerine göre 620 ile 720 lira arasında değişiyor.
Oysa, Bursa Simitçiler ve Unlu Madde İmalatçıları Odası Başkanı Erdal Akpınar diyor ki;
Son bir ayda özel amaçlı kullanılan un fiyatları 67 liradan 79 liraya, ekmeklik un fiyatları ise 51 liradan 66 liraya çıktı…
Akpınar’ın sözlerinde dikkat çeken nokta şu:
Bakanlığın 22 milyon ton rekolte tahmini ve geçtiğimiz yıla göre de 1.9 milyon tonluk üretim artışı söz konusu iken, son bir haftada un fiyatlarının yüzde 20 oranında artması…
Devlete çağrısı da şöyle;
“TMO’nun stoklarını açın, spekülatörlere fırsat vermeyin!”
Sonuç olarak yapacağımız yorum şu;
Artık dünya global bir köy! Buğdayın fiyatı da elbetteki dünya emtia borsalarına, dövize endeksli… Etkilenmemek olanaksız, etkiyi en aza indirmek olanaklı…
Bunu da en iyi sektörün aktörleri bilir.
////
En iyi üniversitelerin
programları BTSO Akademi’de
İbrahim Burkay başkanlığındaki Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) yönetiminin projelerinden biri, eğitime verilen önem kapsamında oluşturulacak BTSO Akademi… Yönetim Kurulu Üyesi Aytuğ Onur başkanlığındaki komitenin akademinin eğitim programını oluşturmaya yönelik girişimler meycelerini vermeye başlamış.
Burkay’ın, seçim programında başlıca yer tutan, Bursa’yı uzay ve havacılık sanayinin üssü haline getirmeye yönelik vaadi doğrultusunda Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ile işbirliğine gidiliyor. ODTÜ’nün Savunma Sanayi Sertifika Programı’nın, şirketlerdeki mühendislere verilmesi için prensipte anlaşma sağlanmış…
HERKESİN BALINDAN BİRAZ BİRAZ
Kendisi de ODTÜ mezunu olan Aytuğ Onur, Boğaziçi Üniversitesi’nin de inovasyon ve pazarlama alanında öne çıktığını, Özyeğin Üniversitesi’nden girişimcilik konusunda eğitim hizmeti alacaklarını söylüyor.
Peki, Uludağ Üniversitesi? Elbette işin içinde UÜ de olacak. Onur’un söylemi şu:
“Herkesin balından biraz biraz alıp, ortaya güzel bir şeyler çıkaracağız.”
BTSO Akademi’nin ilk etkinliği ise Kurumsal Yönetim Derneği ile işbirliği ile 27 Kasım tarihinde gerçekleştiriliyor. “Şirket değeri oluşturmada kurumsal yönetimin rolü” başlıklı seminerin konuşmacıları, Borsa İstanbul Başkanı Dr. İbrahim Turhan, TKYD Başkanı Mehmet Göçmen, İşyatırım Menkul Değerler AŞ Başkanı, İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı İlhami Koç…
Türk Ekonomi Bankası ile de iş hayatına yeni atılanlar için bir eğitim programının görüşmeleri yapılıyormuş.
Eee, ne de olsa eğitim şart!
— BEYİN CİMNASTİĞİ—
Çıkıyor beyinler teraziye
Küçük çıkan uyar araziye
Canikli ile Genç’in tartışması
Hoş bir anı olarak kalır maziye
Hiç kimse, herhangi birinin ekmeğiyle oynamasına izin vermez. Böyle bir durumda “adam öldürülür!” Biliyorum çok itici bir ifade ama ne yazık ki öyle! Ama bu, Bursa Nilüfer’de yapacağı çimento fabrikasına karşı yazılar yazan bir gazeteciyi “Bu iş için adam öldürülür” diyerek tehdit eden “azgın yatırımcıyı” haklı çıkarmıyor elbette.. Çimento fabrikası kuracaksan, git yaşam alanlarının dışında bir yerde kur.. Doğayı kirletme, insanların ciğerlerini çimento tozuyla doldurma!
Konumuz çimento fabrikası değil ekmek.. Bildiğiniz ekmek işte.. Geçmişte fırınlarda, marketlerde çok kişiyle kavga ettim. Bazı durumlarda kendime hakim olamadım, ekmeğimle oynayanlara şiddet uyguladım!
Adamın alacağı hepi topu bir ekmek.. Ellemedik ekmek bırakmıyor. Ellerine vurdum, adliyelik olma pahasına.. Öldürme aşamasına gelmedim hiçbir zaman ama eline vurduklarımdan biri silahlı çıksaydı, öldürülen ben olurdum herhalde..
Çılgınlığa bakar mısınız? Hiç tanımadığınız birinin eline vuruyorsunuz, ekmekleri ellerken.. Nazikçe uyar da utansın, bir daha yapmasın değil mi?
Hayır, uyardıklarım da oldu. Eline vurduklarımdan daha sert tepki gördüm. Vurduklarımın ise ellerine inen ani darbenin şok edici etkisiyle nutku tutuldu.
Bir daha da yaptıklarını sanmıyorum. Ben de zaten artık görmüyorum emekleri tek tek elleyenleri..
Zaten devlet de, ekmeğimizin kalitesi ve hijyeni için yeni önlemler almış, sağolsun.. Ekmeğin kalitesiyle ilgili kurallar, kepek oranının alt ve üst sınırları yeniden belirlenmiş. Unun, ekmeğin ambalaj standartları açıklanmış.
Buna göre normal ekmekteki kepek oranı en az yüzde 7,02, en çok yüzde 8,71, tam buğday ekmeğinde ise yüzde 15,79 olacakmış.
Bunlar da önemli ama bizleri asıl ilgilendiren ambalajsız satılan ekmeklerin hijyeni.. Yeni tebliğe göre, ambalajsız olarak piyasaya sunulan ürünler, alıcının el değmesini engelleyecek şekilde ekmek dolabı ya da tezgahında satılacak. Ayrıca tüketicinin bu ürünleri eldivenle alması sağlanacak. Ekmek dolap veya tezgahları açıkta bırakılmayacak. Dolaplarda zorunlu etiket bilgilerine ek olarak ürünün net miktarı rahatlıkla görülebilecek büyüklükte yazılacak.
Ekmek üreten ve satanların yeni tebliğ hükümlerine uyum sağlayacak düzenlemeleri yapmaları için de 1 Temmuz 2013 tarihine kadar mühlet verilmiş.
Bu tebliğin fahri denetçilerinden biri ben olacağım. Uymayanı nasıl şikayet ediyorum, görün bak!