Türkiye’de sendikacılık ne alemde bileniniz var mı? Birkaç yıllık değil mesele… Ta 1980’den beri sürdürülen politikalarla Türkiye’de sendikacılık yok edildi. Bugün var olanların varlığı da tartışılır ya neyse… Çocukluğunda grevdeki işçi babasına aylarca sefer tasıyla yemek taşıyan, çalışma hayatına ilkokul çağında başlayan, sosyal güvenceye ancak 18 yaşında kavuşan ve emekli oluncaya kadar sendikal hak nedir bilmeyen bendenizin sendikal yaşamla ilgili söyleyeceği çok şey var elbette…

Bursa’da birkaç yıl önce bir medya kuruluşunda çalışan arkadaşlarımızın sendikal örgütlenmesinden duyduğum kıvanç nedeniyle içimi dökmüştüm. Dün sabah Nilüfer Belediyesi’ne gittiğimde, memur sendikasının işyeri temsilcisi seçimi için yaşanan heyecana tanık oldum ve sevindim…

235 kadrolu memur ve sözleşmeli personel, üyesi oldukları Tüm Bel Sen için 2 işyeri temsilcisi seçecekti. 657 sayılı yasayla eli ayağı gözü bağlanmış, ancak iş garantisi sağlanmış, ne güldüren-ne öldüren miktardaki ücrete talim eden memurlar için sendikanın tek anlam kazandığı yer Nilüfer Belediyesi’ydi…

Zira Tüm Bel Sen, Mustafa Bozbey’in görev yaptığı üç dönemdir Nilüfer Belediyesi’nde toplu sözleşme imzalıyordu. Şimdiye dek 6 sözleşme imzalanmış, yedincisi için de görüşmeler sürüyordu.

Nilüfer’de iki sendika temsilciliği için 4 aday çıktı. Fatih Akın, Erkan Günhan, Mustafa Kemal İnanç ve Halil Durmuş yarıştı. Saat 14.00’de kadar oy kullanıldı. Günhan 110, Durmuş 94 oy alarak işyeri temsilcisi seçildi. Akın 83, İnanç da 39 oyda kaldı. Nilüfer Belediyesi çalışanları demokrasiyi işletti ve temsilcilerini seçti…

Dedik ya, memur sendikasının Bursa’da anlam kazandığı tek yer Nilüfer Belediyesi diye… Tüm Bel Sen sözleşme imzalıyor da, ne alıyor işverenden?

2011 yılı için imzalanan sözleşmeye bakalım…

En önemlisi mali haklar elbette… Birinci sırada iyileştirme zammı var… Brüt olarak her ay 300 lira iyileştirme zammı, ramazan bayramında 155, kurban bayramında 220 lira bayram yardımı yapılmış. Diğer mali haklar da şöyleymiş:

165 lira tatil, 605 lira evlenme, çalışanın kendisinin ölümü halinde 605, eş veya çocuklarının ölümü halinde 365, anne veya babasının ölümünde de 255 lira ölüm yardımı, çalışanın ilköğretim çağındaki çocuğuna 90, lise ve dengi okula 120, yükseköğrenime de 155 lira öğrenim yardımı yapılmış…

Çalışanların eğitimi, iş sağlığı ve güvenliği gibi konular teferruat gibi görünse de önemli… Çalışanların işe ulaşımını sağlamak amacıyla servis, çocuklarına kreş de sözleşmenin koşullarından…

Sözleşme, sadece işverene sorumluluklar yüklenmiyor elbette… Çalışanların da işyerine karşı yükümlülükleri var. Memuriyetin gerektirdikleri dışında, çalışanların yönetim sistemlerine katılmaları ve sahip çıkmaları hükme bağlanıyor. Bu da kaliteyi getiriyor.

Eğer kalite sağlanmamış olsa, adeta Nilüfer Belediyesi’nde çadır kuran İçişleri Bakanlığı müfettişleri ile Sayıştay denetçileri, şimdiye kadar CHP’li Mustafa Bozbey’in defterini dürmezler miydi? Gemlik’te olduğu gibi…