Deri İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nin önceki günkü açılış töreni sırasında elinde profesyonel fotoğraf makinesiyle, daha çok CHP Bursa Milletvekili Adayı Turhan Tayan’ı izleyen bir yabancı vardı. Meksikalıları andıran esmer tenli genç adamın objektifi sadece Tayan’a değil, başka kişilere de odaklanıyordu. Sürekli gözü vizörde, parmağı deklanşördeydi… Kah kürsüye çıkan bakanları çekiyor, kah konukları…
* * *
Komplo teorisyenlerinin gözüyle baktığımızda, şüpheli bir durum vardı ortada…
Türkiye, ajanların cirit attığı bir ülkeydi malum… Ulusal güvenliğin öneminin her zamankinden daha fazla olduğu, iç siyasetin, bu ajanların organizasyonu olduğu iddia edilen kaset skandallarıyla şekillendirilmeye çalışıldığı günümüzde şüphelenmemek mümkün müydü?
Neyse çok fazla şüpheye yer bırakmadı Turhan Tayan… Jose Monterego ile tanıştırdı. Kolombiyalı bir avukattı. Damadı Ersin Turhan’ın Miami Üniversitesi’nden arkadaşıydı. Fotoğraf meraklısıydı. Seçim kampanyasını takip etmek üzere bir haftalığına gelmişti Bursa’ya… Pazar günkü Kılıçdaroğlu mitingini de izleyip dönecekti ülkesine…
Pirelenmeye gerek yoktu anlayacağınız…
BABA YA İÇKİ İÇERSE?
Deri Organize Sanayi Bölgesi açılış törenine siyasilerin ilgisi büyüktü. Tören öncesi AKP Bursa Milletvekili Altan Karapaşoğlu ile sohbet ettik. Uzun yıllar TBMM Plan Bütçe Komisyonu üyeliği yapan Karapaşaoğlu ile CHP’nin aile sigortası, MHP’nin Hilal Kart’ını konuştuk. İki muhalefet partisinin, AKP’nin yaptığı gibi ayni yardım dağıtarak yoksul vatandaşı incitmemek için geliştirdikleri projeleriyle ilgili ilginç bir yorumu var.
Öncelikle partisinin yaptığı aile yardımlarının, hane başına bin lirayı geçtiğini söylüyor Karapaşaoğlu… “600 lira da ne ki?” diyerek, CHP’nin aile sigortasını eleştiriyor. “Kaldı ki, biz çok darda olan ailelere nakdi yardım da yapıyoruz” diye ekliyor.
“Aklı başında ekonomistler”in CHP’nin nakdi yardım projesini desteklemediğini ifade ediyor ve enflasyonu körükleyeceğini öne sürüyor.
En çarpıcı görüşü de en sona saklıyor Mehmet Altan Karapaşaoğlu:
“Nakdi yardım ailelere kötülük getirir. Aile reisi o parayla gidip içki de içebilir!”
ÇARŞI BU İŞE KARŞI!
Çarşı esnafı Kent Konseyi çalışmaları kapsamında oybirliğiyle karar almış… Belli bir saatten sonra güvenlik nedeniyle kapıları kapatılan çarşılardaki esnafın ve genel olarak kent turizminin olumsuz etkilendiği görüşü ağır basmış… Kent Konseyi Başkanı Semih Pala öncülüğünde Valilik ve Büyükşehir Belediyesi’ne başvurulmuş… Başvuruda alışveriş merkezlerinin saat 23.00’e kadar açık kalmasına da vurgu yapılarak, 1980’li yıllardaki anarşi ortamı nedeniyle başlatılan uygulamaya son verilmesi istenmiş…
Çarşıdaki her işyeri mal güvenliğini sağladığı takdirde neden olmasın…
Harmancık’ta bundan 7-8 yıl kadar önce bir müzik grubu vardı. Hala devam ediyorlar mıdır bilmem… Adı “Grup Mulenbu” idi. “Mulenbu” adı tropik bir hava yayıyordu ama çoğunlukla seslendirdikleri dağ yöresi türküleriyle pek örtüşmüyordu… Grup liderine sormuştum “Ne alaka?” diye… Şöyle yanıtlamıştı:
“Herkes dalga geçiyordu ilk başlarda ‘grup mu len bu?’ diye… Biz de ondan esinlenerek koyduk bu adı…”
Ben de, dağ yöresinin mahrumiyetini dile getirmek için grubun adından esinlenerek “Adalet mi len bu?” başlığı atmıştım o tarihteki bir yazımda…
Dün CHP Milletveki Adayı Turhan Tayan Büyükorhan ilçesindeki yoklukları sıralarken 7-8 yıl öncesine gittim birden…
* * *
AKP Bursa İl Başkanı Sedat Yalçın’ın, Yenişehir’de kendisini kastederek sarfettiği “Yıllarca tribünlerde oturup yeniden aday olanlar bu zaman zarfında gerçek verileri ve rakamları kaçırmışlar” şeklindeki sözlerini hatırlatıp kendime malzeme çıkarmaktı niyetim…
Tayan tecrübeli politikacı… “Benim adımı vermediyse üstüme alınmam” dedi. Kendisini aradığımda yanında Büyükorhan eski belediye başkanı Kamil Mehmet Acaroğlu, DP eski ilçe başkanı Hayrettin Koçdemir, ANAP eski ilçe başkanı Mehmet İlhan varmış, esnaf ziyareti yapıyorlarmış… Büyükorhan’daki yoksunlukları sıraladı Tayan…
Tarım kredi ve esnaf kefalet kooperatifleri ile Büyükorhan Adliyesi, AKP Hükümeti zamanından kapatılmıştı. Kooperatiflerde işi, en ufak hukuki problemi olanlar Orhaneli’ye gitmek zorunda kalıyorlardı.
İlçe genelindeki 44 okuldan 27’sinde de eğitime son verilmişti, öğrenciler başka okullara taşınır olmuştu.
“Adalet mi len bu?” nidasının desibeli geçen zamanda daha da artmıştı. Tayan’a göre 12 Haziran’da seçmen buna dur diyecekti.
* * *
Taşımalı eğitimden bahsederken CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel’in, yakın zamandaki çalışması geldi aklıma… Demirel, Bursa, Bilecik, Eskişehir ve Ayfon’da 153 köyde inceleme yapmış, 20’den fazla öğrencisi olan okulların bile kapatıldığını tespit etmişti. Araştırmasının sonucunda Demirel, taşımalı eğitim sisteminin yeniden gözden geçirilmesini istemişti.
Tayan’a, Demirel’in bu çalışmasından yararlanıp yararlanmadığını sordum.
Zaten tespitleri vardı. Geçmişte milli eğitim bakanlığı da yapmıştı, dolayısıyla eğitimle ilgili sorunlara hiçbir zaman uzak durmamıştı. CHP’de de “hizmette devamlılık” vardı. O nedenle Kemal Demirel’in çalışmasını sürdürüyordu.
* * *
Bu arada yeniden aday gösterilmediği için küsmeyen Kemal Demirel de, buna benzer bir çalışmayı Batı Trakya’da yapacak. Dün gece yola çıktı ve Gümülcine’ye gitti. Gümülcine ve İskeçe’de kapatılmak istenen 35 Türk okulu ile ilgili yetkililerden bilgi alıp gerekli girişimlerde bulunacak Demirel…
Muhtemelen, göçmen derneklerinin basın açıklaması yapacağını haber alıp öyle aradı Turhan Tayan… Dün sabah saatlerinde arayıp, 2000 yılındaki Cumhuriyet Treni projesini hatırlatarak girdi konuya… Bulgaristan, Makedonya ve Yunanistan’ı kapsayan 10 günlük tren yolculuğuydu bahsettiği…
“Sen de vardın o trende” dedi. Evet, vardım gazeteci olarak… Turhan Tayan o zaman, Türkiye-Yunanistan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı idi.
Başka kimler yoktu ki o trende? Türkiye-Bulgaristan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Hayati Korkmaz, Türkiye-Makedonya Dostluk Grubu Başkanı İzmir Milletvekili Kemal Vatan, Balgöç adına merhum Ali Durmaz, Rumeli Türkleri adına RUDEF Başkanı Şuayip Toprak, Batı Trayka Türkleri adına da Mustafa Dündar vardı. Yılmaz Karakoyunlu, Ali Serdengeçti vardı.
Merhum Şemsettin Şen ile birlikte aynı kompartımanda yolculuk yapmıştım o gezide…
Neyse, Tayan o geziyi hatırlattı. O günün koşullarında Balkanlar ve Rumeli’deki Evladı Fatihan’a sahip çıktıklarını söyledi. Buna da, Belene zindanlarına atılan Nuri Adalı için verdikleri mücadeleyi örnek gösterdi.
Kendisinin de Selanik kökenli, Rumeli Türkleri Dayanışma Derneği üyesi ve Lozan Mübadilleri Vakfı kurucusu olduğunu ifade edip “Benden büyük Rumelili var mı?” diye sordu.
Ben bilemem elbette Tayan’dan büyük Rumelili olup olmadığını… Seçmen takdir edecekti bunu… Nitekim tepki kıyamet gibi… Hala durmuş değil…
Buna da yanıtı var Tayan’ın:
“Tepki aslında bana değil, benim dışımda. Ama saptırıyorlar!”
* * *
Şunu ifade edebilirim ki, Turhan Tayan “ahı gitmiş vahı kalmış” bir siyasetçi değildir… Bursa’da “çalışkan, üretken siyasetçi” tanımına uyan ender politikacılardan biridir… Bulunduğu makamları kişisel çıkarı için kullanmayan bir siyasetçidir…
Kampanya döneminde görülecektir ki pek çok partili Tayan’ın temposuna ayak uydurmakta zorlanacaktır.
* * *
Gelelim göçmen derneklerinin ortak basın açıklamasına…
Ördekli Kültür Merkezi’ndeki açıklamaya Balgöç Federasyonu ve 10 şubesi ile 16 dernek katıldı. Balgöç Başkanı Emin Balkan’ın okuduğu bildiride, “Hassasiyetimizi milletvekili aday listelerine taşıyan siyasi partilere camiamızın katkısı da o nispette olacağı gibi taşımayanlara da desteğimizin keza o nispette olacağı aşikardir” denildi.
…de, bir şey anlaşıldı mı?
Anlaşılır dille ifadesi “Bizden aday gösterene oyumuzu veririz” şeklindeydi.
Çünkü MHP’nin ilk beşinde iki, AKP’nin ilk onunda iki göçmen vardı. CHP’de ise yoktu. Asıl tepki de CHP’ye idi. Verilen rakamlardan da anlaşılıyordu ki, göçmenlerin tercihi MHP’den yana olacaktı.