



Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’ndaki OSB yönetimi seçim kulisleri oldukça hareketli… Adeta kazan kaynıyor.
BTSO camiasını iliklerine kadar tanıyan güvendiğim bir kaynağın dün anlattıkları, İlhan Parseker ile Ali Uğur arasında geçecek yarışın, aslında Bursa’da etkin güçlerin taktik savaşına dönüştüğünü gösteriyor.
Güç dengelerinin köşe başlarında Celal Sönmez, Cavit Çağlar, Faik Çelik ve Hüseyin Durmaz bulunuyor.
Sönmez, BTSO’nun uzun yıllardır başkanlığını yürüttüğünden…
Çağlar, her sandık döneminde aldığı belirleyici-yönlendirici rolden…
Çelik, son yıllardaki yükselişiyle birlikte belirleyici rol üstlenme sevdasından…
Durmaz da, BTSO başkanlığına aday olmasından ötürü tartışmalar dönüyor dolaşıyor bir şekilde kendilerine uzanıyor.
* * *
İlhan Parseker’in handikapı, uzun yıllardır Celal Sönmez ile birlikte yönetimde olmasının verdiği iktidar yıpranmışlığı… Dahası Sönmez’in vâris belirler gibi “OSB seçiminde İlhan Parseker’i destekliyorum” demesi…
Ali Uğur’un ise arenada yeni olduğu için denge gözetmeye çalışırken, birbirinden hoşlanmayan kişilerle ayrı ayrı görüşmeler yapması ve bunun da herkes tarafından bilinmesi…
Anlaşıldığı üzere orta yolu bulup, daha fazla destek sağlama peşinde olan Ali Uğur, tilkilerin kuyruklarını birbirine değdirmemeyi başaramıyor!
Biriyle görüşmeyi diğerinden gizleme çabaları ne yazık ki bu camiada boşuna…
Ali Uğur için bir başka handikap da, rakibinin politika geçmişi…
İlhan Parseker gibi kurt bir politikacı karşısında politikaya bulaşmamış birinin başarılı olma şansı azalır elbette… Ancak bu alanda oluşacak açığı, Parseker’in biraz önce sıraladığımız handikapları kapatıyor.
* * *
BTSO kulislerinden dün edindiğimiz izlenim, iki aday için de seçimin çantada keklik olmadığı yönünde…
İlk gün yazdığımız 65 cemaat oyuna, güvendiğimiz kaynaktan bir itiraz geldi. “Onlar her namaz kılanı kendilerinden sanıyorlar” diyor.
Cemaatin ekonomik çıkar birlikteliğine dikkat çeken güvenilir kaynağım, “Onların oy toplamı 65 olsa BTSO’yu yerinden oynatırlar. Kaldı ki, OSB seçiminde toplu olarak hareket edemeyeceklerdir. İçlerinden iki tarafa da oy verecekleri bizzat ben biliyorum” diye ekliyor.
Söz konusu kaynak, herhangi bir tarafa net bir şekilde meyletmiş biri değil… İki aday için de çekinceleri var, kafası net değil…
O kafa net değilse, çoğunluğun kafası net değil demektir kanımca…
Evet, iki tarafın da “kemik oy”ları vardır mutlaka ama bu seçimin kazanılacağı anlamına gelmiyor.
Konuşulanlara bakılırsa, Parseker’in 90-95 oyu varmış, Uğur için ise 80 oydan bahsediliyormuş…
Meclis üyesi sayısının 148 olduğunu hesaba kattığımızda, Parseker 95 oy alırsa Uğur’a 53 oy kalıyor. Uğur 80 oy alırsa Parseker’e kalan 68 oluyor.
Bakalım hangisinin hesabı tutacak?