





Bugün Sevgililer Günü… Üretenlerin, tüketenlerin alışveriş yapmalarını sağlamak amacıyla geliştirip, özellikle “damardan” enjekte ettikleri “virüs”ten başka bir şey değil bana kalırsa… Oysa sevgiliye hediye vermek, sevgiliden hediye almak için bugünü beklemeye ne gerek var?
Hem, herkese adanmış bir günün, sevgilimle benim için ne anlamı olabilir ki? Bizim günümüz farklı ve bize özel!
Bütün sevgililerin “Ay sevgilime ne alayım?”, “Ay şunu alsam beğenir mi acaba?” krizlerine girdiği bir zamanı sevgililer günü olarak kutlayamam doğrusu…
Bırakalım kutlayan kutlasın ama sevgililerin asıl günü, ne zamandır bilir misiniz? Karşılıklı duyguların doruğa çıktığı zamanlardır… Bir an olsun yanından ayrılmak istemediğin; O uzaktayken aklına düştüğünde içinin yağlarının eridiği anlardır.
Bence böyle…
Hadi o zaman, uzaktaki umutsuz sevgiliye bir mektup yazalım…
* * *
Uykusuz geçiyor sensiz geceler
Bir araya gelmiyor,
arasında “sen” olmayan heceler
Sen olsan!
Sen olsan sevgilim,
uçurtmama kuyruk olacak tümceler…
Yoksun ya!
Sensizim ya!
İpini koparıyor kötü düşünceler,
kafamda türlü çekinceler…
Ya sevmiyorsa?
Ya istemiyorsa?
Kuyruksuz uçurtma gibiyim
Yalpalaya, yalpalaya çakılıyorum işte…
Ah geceler…
Gecelerce okumuştum oysa
aşka dair ne varsa…
Meğer…
Meğer yanıltmış beni dibaceler…
* * *
Bugün ayrıca dörtlük yok… Sevgisiz kalmayın…